26 Ekim 2010 Salı

Patent veritabanlarından Kobiler nasıl yararlanır?

Patent literatürü başka hiç bir yerden erişemeyeceğiniz teknik bilginin en geniş tek vücududur. Küresel olarak, 40 milyon patent yayınlanmakta ve her yıl ortalama bir milyon yeni patent dosyalanmaktadır. Avrupa Patent Ofisi yaptırdığı bir araştırmaya göre patent veritabanlarında yer alan teknik bilginin %80’i başka kaynaklarda yer almayan bilgilerdir. İnternet teknolojilerinin doruğa ulaştığı Günümüzde Bu bilgilerin tamamına yakınına internet ortamında ücretli veya ücretsiz olarak ulaşmak mümkündür. Özellikle kobilerimiz bu teknik bilgi hazinesinden azami derecede yararlanmalıdır.
Patent sistemi teknoloji üretiminin temelini oluşturmaktadır. Patent korumasının 2 amacı vardır;
1-Teknolojik bilginin herkesin öğrenimine, kanunun koruma suresi sonunda da kullanımına açık olmasını ve dolayısıyla bilim ve teknolojilerin gelişmesini sağlamak,

2. Yeni geliştirilen makine, proses, malzeme veya bunlardaki iyileştirmeleri başkalarına "öğreten" mucitleri, öğrettikleri bilginin belli bir süre tekelini kendilerine vererek ödüllendirip, bildiklerini "öğretmeye" teşvik etmek.
Kobiler yeni ürün geliştirirken, işletme içindeki teknik problemlere çözüm aranırken patent veritabanlarında yapılacak araştırma bizlere başka hiçbir bilgi kaynağında ulaşamayacağımız teknik bilgiye ulaşma imkanı vermektedir.

Patent veritabanlarında yapılacak araştırmalarla “Amerika’yı yeniden keşfetme” yi önlediği gibi; burada yapılacak araştırmalarla kobiler rakiplerinin mevcut ve ileride üreteceği ürünleri takip etme imkanına sahiptirler.Patent veritabanlarında araştırma yapılmadan  , bir ürün geliştirme , ar-ge çalışması yapılması durumunda belki de aylarca yapılan teknik çalışmalar ve harcanan binlerce-onbinlerce liralar boşa gidebilecektir.

Firmalar patent veritabanlarını taramak suretiyle gerekli teknik bilgiyi çoğu zaman  ücretsiz bulabilir, bazen de kendi ülkelerinde tescil edilmeyen patent veya faydalı modelin konusu olan ürünleri ülkelerinde lisans ücreti ödemeden üretme veya teknolojileri ücretsiz kullanma imkanına sahip olabilirler.

Özetle kobiler patent veritabanlarında aşağıdaki şekillerde yararlanabilir;

  • Yapılacak ar-ge çalışmaları ve ürün geliştirme çalışmalarının teknik altyapısını hazırlayabilirler.
  • Rakiplerinin patent ve faydalı modellerini takip ederek ; rakipleriyle aralarındaki rekabet ilişkisini takip ederek rakiplerinin önüne geçmek için neler yapması gerektiğini araştırabilir ve rakiplerinin yenilik ve patent stratejilerini takip edebilirler.
  • Yapmış oldukları ar-ge çalışmaları sonucunda tescillemiş oldukları patent  ve faydalı modellerin rakipleri tarafından yeni başvurular yoluyla taklit edilip edilmediğini patent izleme çalışması yaparak takip ederek, ihlal varsa itiraz yoluna veya gerekirse dava yoluna gidebilirler.
  • Kendi sektörlerinde olmayan patent ve faydalı modelleri de inceleyerek benchmarking yoluyla kendi sektörlerinde yapacakları yeniliklere uyarlayabilirler.



PATENTLE İLGİLİ WEB ADRESLERİ:

PATENTLE İLGİLİ  WEB ADRESLERİ:



www.tpe.gov.tr; Türk Patent Enstitüsü’nün resmi web sitesidir. Bu sitede Türkiye’de tescil edilmiş yerli ve yabancı  bütün ;patent ve faydalı modelleri inceleyebilirsiniz.

http://www.uspto.gov/; Amerika Birleşik Devletleri patent ofisinin resmi web sitesidir. Bu sitede AB.D de tescil edilmiş bütün patentleri inceleyebilirsiniz.

http://www.freepatentsonline.com/; Patentlerle ilgili üye olup araştırma yapabileceğiniz ücretsiz bir sitedir.Bu sitede Amerikan Patentleri; PCT  sistemine göre tescil edilmiş uluslararası patentler,Avrupa Patentleri ve Japon patentlerini inceleyebilirsiniz.Aynı zamanda çeşitli ana sektörlere göre hızlı araştırma yapabilirsiniz.

http://www.freshpatents.com/: Patentlerle ilgili üye olup araştırma yapabileceğiniz; özellikle de yeni patentleri sektörlere göre, buluşçulara göre vs. takip edebileceğiniz  ücretsiz bir sitedir.

http://www.dpma.de/; Almanya Patent ofisinin resmi web sitesidir. Almanya’da tescilli patent ve faydalı modelleri bu sitede inceleyebilirsiniz.

http://eng.kipris.or.kr/eng/main/main_eng.jsp (Güney Kore Patent ofisi); Güney Kore Patent ofisinin İngilizce sayfalarında Güney Kore patentlerini inceleyebilirsiniz.

http://tr.espacenet.com/; Bu sitede Bütün Avrupa ülkelerinin patentlerine ve ayrıca PCT  sistemine göre tescil edilmiş uluslararası patentleri inceleyebilirsiniz.

http://www.patenthatti.com/; Patentlerle ilgili haberler, ilginç buluşlar, satılık patentler ve makalelere bu siteden ulaşabilirsiniz.

http://www.patentfabrikasi.com.tr/;Patentlerle ilgili haberler, ilginç buluşlar ve makalelere bu siteden ulaşabilirsiniz.


http://www.adrespatent.com/; Türkiye’nin önde gelen patent vekili firmalarından Adres Patent’in web sitesi.

http://www.patentakademisi.com/ Patentlerle ilgili haberler, ilginç buluşlar; eğitici bilgiler ve makalelere bu siteden ulaşabilirsiniz.

21.YüzYıl.PATENT STRATEJİSİ

21.YüzYıl.PATENT STRATEJİSİ

1.      Bir Patent Felsefesi Oluşturun
2.      Sektörünüzü Analiz Edin
3.      Teknolojinizi Patentleyin
4.      Patent Haklarınızı En Geniş Şekilde Koruyun
5.      Patent Stratejinizi Koruyun.


10 adımda Buluş yapmanın formülü!

Adres Patent’ in yayınladığı 10 adımda buluş yapma formülü ile yenilik üretmek artık çok kolay. Günümüzde hızla değişen piyasa koşulları ve müşteri beklentilerine cevap verebilmek kaliteyi ucuza üretmenin yanı sıra, teknolojiye ve müşteri beklentilerine ayak uydurup sürekli yenilik üretmekten geçiyor.
Piyasadaki birbirinin aynı kalitedeki, fiyat ve benzer ürünlerden ayrılmak, farklılaşmak ve kar marjını belli bir seviyede korumak aynı zamanda müşterilerin satın alma cazibesini harekete geçirecek çalışmaları gerçekleştirmek beraberinde üretim ve ar-ge maliyetlerini beraberinde getirecektir.
Ticari işletmelerin kuruluş amaçları kar elde etmektir; Dolayısı ile var olan veya değişen maliyetleri göz önünde bulundurduğumuzda ürettiğimiz ürünlerin piyasa bilirliğini arttırmak ve taklitlerine karşı korunmak şüphesiz tescilli ürünlerle piyasaya çıkmakla mümkündür.
Adres Patent yeni ürünlerle fark yaratma konusunda üreticileri bilgilendirmek amacı ile yaptığı çeşitli seminerler, konferans ve katıldığı panellerin yanı sıra şimdi de üretimde kazandıran ipuçlarını paylaşıyor… 

1- Fikir Edinme; Bir fikriniz var ya da bir keşifte bulundunuz. Şimdi harekete geçin.
2- Beyin Fırtınası; "Kendinize “Bu büyüleyici ve son derece etkili bir ürüne nasıl dönüştürülebilir?
Bunu gerçekleştirmek için nasıl projelendirmeliyim?”  diye sorun.”
3- Kalite; "Pazarlanabilirliği nitelendirin. Önce arkadaşlarınıza, ardından mühendislere, bölüm yöneticilerine ya da sektördeki diğer uzmanlara sorular sorarak başlayın. "
4- Prototip; En iyi prototipi belirleyin; bir model mi, CAD çizimleri mi yoksa bilgisayarda oluşturulmuş tasarım mı olmalı? İlk modelin işlev görmesi gerekmiyor. Gösteriye fonksiyonel prototiple devam edin.
5- Mühendis; Organizasyon içerisinde tamamıyla test edilerek gerektiğinde düzeltilebilen bir prototipiniz olana dek en iyi özelliklerini dikkatli bir şekilde belirleyip düzenlemek suretiyle prototipleri geliştirin.
6- Test Etme; Prototipleri, içlerinden birisi bekleneni verecek kadar yakın ölçüde görevini yerine getirene kadar test edin. Üretim bölümü bunu çalışma modelleri geliştirmek için rehber olarak kullanır.
7- Mükemmelleştirme; Çalışma modellerini mükemmelleştirmek için üretim ve pazarlama bölümleri ile (ya da ortaklarla) birlikte çalışın.
8- Tahminde Bulunma; Tüm ayrıntıları derinlemesine gözden geçirerek sorunları önceden tahmin edin ve çözümleri kesin ve açık olarak belirtin.
9- Deneme; Müşteriler ürünü denerken pazarlama ekibine yardımcı olmak için yanlarında bulunun.
10- İyileştirme; Buluşun potansiyelini geliştirmeniz gerekmektedir. Yeni iyileştirmeler sayesinde tüm sürece yeniden başlamış olursunuz.

Üretim yapan veya tasarlayan firmalara tavsiyelerimiz;
Sınaî Mülkiyet Haklarıyla ilgili mutlaka bir yönetim planız olsun. Üretimini yaptığınız her ürünün mutlaka marka tescilini önce Türkiye’de, daha sonra ihracatınız varsa veya planlıyorsanız ilgili ülkelerde tescil ettirip sermayenizi güvence altına alın.
Ürünlerinizin ambalajlarını ve ambalaj üzerindeki desen, süsleme, şekil vs. bir bütün halinde tasarım olarak tescilleyin, haksız rekabetten koruyun. Eğer tamamen yeni bir ürünüz, buluşunuz varsa, patent veya faydalı model olarak tescilleyin.
Tescilli marka, patent, tasarımlarınızın yenileme tarihlerini kontrol edin, hakkınızı kaybetmeyin.
Sınai Mülkiyet Haklarınızın tescili ve korunması konusunda mutlaka, konusunda uzman marka ve patent vekilleriyle çalışın.



25 Ekim 2010 Pazartesi

Patent bir teknolojik istihbarat aracıdır

PATENT BİR TEKNOLOJİK İSTİHBARAT ARACIDIR!

Patentler teknolojik bilginin en büyük kaynağıdır.Patent belgesi ilk başvuru  tarihinden itibaren yenilik yapmanın bir ödülü olarak 20 yıllık bir süre için  TEKEL HAKKI olarak
Verilir. Verilen  patent belgelerinin içeriği kamuoyunun haberdar olması ve teknik bilginin yayılması için  yayınlanır.

Eskiden bazı ülkelerde patentlerin içeriği patent kütüphanelerinde incelenir, bazı ülkelerde ise patent ofislerine başvurularak patent  dosyasının bir sureti satın alınırdı. Patent kütüphaneleri Amerika başta olmak üzere hala popülerliğini korumakla birlikte Artık  bir çok ülkede tescillenmiş patent ve faydalı modelin içeriği patent veritabanlarında internet üzerinden patent dosyalarının bütün muhtevasına ulaşılabilmektedir.

Artık teknolojinin gelişmesi nedeniyle çok özel ve hızlı çalışan veritabanı yazılımları ve internetin dünyanın her tarafına yaygınlaşması sayesinde değerli patent  belge  ve bilgilerine araştırmacıların , sanayicilerin ulaşma imkanı artmıştır ve  her yeni gün daha da artmaktadır.

Herhangi bir kişi ihtiyaç duyduğu teknik bilgileri, patentleri USPTO,ESPACENET, JPO,EPO, TPE, GOOGLE/PATENTS gibi genel erişime açık internet veritabanlarına ulaşarak alabilir.

Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü (WIPO) tüm dünyada buluşların,teknik bilgilerin %90-95’nin patentli belgeler arasında bulunabildiğini açıklamıştır.

Patent belgelerindeki bilgiler sektörlere göre sınıflandırılabildiği için sektörel ihtiyaçlara göre patent analizi yapılabilir ve bu analiz neticesinde elde edilen bilgiler sektörün gelişmesi için kullanılabilir.

Patent verileri teknoloji haritalarının hazırlanması için kullanılabilir.Teknolojinin hangi yöne gittiği, yeni trendlerin ne olduğu, 5 yıl hatta 10 yıl sonra  ne tür teknolojik ürünlerin görülebileceğini patent verilerinden çıkartabiliriz.

Patentlerin incelenmesi yoluyla hazırlanacak teknoloji haritaları ar-ge departmanları için çok yararlı olacak  ve araştırma geliştirme yapan ar-ge personeline gelişmiş teknoljilerin yolunu gösterecektir.

Günümüzde küresel bağlamda rakiplerimizin teknolojilerini bilmek gerekmekte ve rakiplerin bir sonraki adımının ne olacağını takip etmek durumundasınız. Bir sonraki adımı ise genelde fuarları takip ederek, rakip kataloglarını veya web sitesini takip ederek bulamazsınız; rakiplerin bir sonraki adımını ancak , patentlerini faydalı modellerini tasarımlarını takip ederek bulabilir ve ona göre karşı atağa geçebilirsiniz.

Teknolojik rekabetin yoğun olduğu alanları bilmek ve o alanlarla ilgili yenilikler, geliştirmeler yapmak ve o alanlarla ilgili AR-GE ye yoğunlaşmak patentin bir istihbarat aracı olarak  kullanılmasıyla mümkündür.

Herhangi bir yatırım kararı vermeden önce var olan teknolojileri değerlendirmek için; yatırımcıların ; yatırım yapılacak sektörde faaliyet gösteren firmaların patentli teknolojilerini araştırmak , bilmek ve değerlendirmek, patentli olmayan teknolojilerini bilmek, patent süresi dolmuş  veya patent süresi dolmasa da terkedilmiş patentlerini bilmek gerekir.

Yatırım yapılacak sektördeki firmaların patent portföyünü, yenilik üretim hızını bilmek ve rekabete hazırlıklı olmak gerekiyor.

Yatırım kararı verilmeden önce sektördeki patentleri bilmeden rakiplerin sınai mülkiyet haklarını incelemeden bir yatırım yapılması durumunda;  patent ihlalcisi durumuna düşebilir veya kolayca ve ücretsiz ulaşabileceği ve kullanabileceği teknik ve teknolojik bilgileri zor ve çok pahalı yollarla ulaşabilme tehlikesi mevcuttur.

Patentleri teknolojik istihbarat için çok önemli bir kaynak olup, şirketlerin stratejik avantaj kazanmasında kullanılabilir.Teknoloji istihbaratı analiz tahminlerinde ve dış teknoloji bilgilerini yönetmede kullanılabilir.

Teknoloji istihbaratı; patent haritaları geliştirme , rekabetçi istihbarat ve teknoloji bilgi tabanı oluşturmada kullanılabilir. Patent haritaları, sektörlerdeki gelişmekte olan oyuncuları belirlemede,takip etmede ve teknolojinin yönünü tayin konusunda kullanılabilir.




Teknoloji haritaları ar-ge ve ar-ge’nin ticarileştirilmesi Faaliyetleri için aşağıdaki yollarla değerlendirilebilir;
         
  • Firmaların veya askeriye gibi kurumların stratejik gereksinimlerini tespit ve uzun vadeli politika belirlemede ve geliştirmede
  • Sanayideki teknolojik faaliyetleri ve yeni eğilimleri tahmin ve tespit etmede,
  • Kuruluşların büyümesi için yardımcı alternatif kalkınma ve büyüme yollarını göstermede,
  • Potansiyel lisans fırsatları ve teknolojik know-how transferinde,
  • Potansiyel iş ortakları ve müşterileri belirlemede ,
  • Rakipler ve potansiyel rakiplerin teknolojilerini, ürünlerini,iş süreçlerini izleme  ve değerlendirmede,
  • Sektördeki teknolojik ilerleme alanlarını tespit etmede ve sektöre yeni giren rakiplerin teknoloji alanını tespit  ve sektördeki yerlerini takip etmede alarm görevi olarak,
  • Teknolojik etki alanı içindeki boşlukları , fırsat alanlarını görmede ve o alanlara yoğunlaşarak rakiplere fark atmada
  • Yeni fikirler ve sınai mülkiyet simülasyonu oluşturmada kullanılabilir ve değerlendirilebilir.

Patent haritaları ; Sınai mülkiyet yönetiminin ayrılmaz bir parçası olup, değerli bilgileri, gizli patentleri ortaya çıkarma, teknik eğilimleri, Pazar eğilimleri, rakip değişiklikleri, teknoloji profili ve bir şirketin inovasyon potansiyeli için yararlı göstergeleri sağlayarak, rekabet stratejilerinde firmaların, rakiplerine fark atmasında kullanılabilir.

































İcatlar ve Kronolojik sıralaması

İcatlar ve Kronolojik sıralaması
M . Ö .
* 4241 Mısır ilk hassas takvim yapıldı
* 3200 Tekerleğin ilk kez mezopotamyada ve orta avrupada kullanıldığı varsayılır.
* 3200 Mezopotamya Sümerler yazıyı kullanan ilk halktır
* 3000 Mısır Hiyeroglif denen yazı sistemi bulundu
* 3000 Babilde ilk ilk toplama makinası kullanıldı
* 1300 Suriye Ugaritde ilk alfabe kullanılmıştır.
* 700 Lidya ( Türkiye) ilk para sikkesi kullanıldı
* 540 Miletl (Batı Anadoluda liman kenti) THALES geometri okulunu kurdu ve kendi teoremini geliştirdi
* 450 Herodotot dünya haritası çizdi
* 200 Yunan ARKHİMEDES kaldıraç kanunlarını keşfetti
* 10 Roma mimar Vitrivius tarafından ilk kaldırma vinci tasarlandı
M . S .

* 999 Bir keşiş tarafından ilk mekanik saat icad edildi
* 1000~Türk gök bilimci BİRUNİ 13 000 sayfalık araştırmalarını yayımladı
* 1010~Türk İbn SİNA 270 kitaplık araştırmalarını yayımladı
* 1020~Irak İbn-ül HEYSEM Optik konusunda ayrıntılı araştırmalar kitabını yayımladı
* 1045 Çin Pi CHENG portatif matbaa harflerini keşfetti
* 1280 İtalyan ARMATİ gözlüğü icad etti (kontak lens uzerindeki ilk çalışmalar ise leanardo da vinci tarafından yapılmıştır)
* 1453 Polonyalı Keşiş Nicolas KOPERNICUS Dünya ve güneş sistemi kuramını ortaya attı
* 1521 Türk Piri REİS Kitab-ı Bahriye adını verdiği gerçeğe en yakın Dünya haritasını yayınladı
* 1528 Türk PİRİ Reis ikinci haritasını yaptı
* 1592 İtalyan GALİLEO 30 kez büyuten teleskopu yaptı (daha önce Hollandalı gözlükçü Hans lippershey ilk teleskopu bulmuştu)
* 1614 İskoçyalı John NAPİER Logaritma cetvelini icad etti
* 1618 Alman Johannes KEPLER Güneş sisteminin yasalarını keşfetti
* 1642 Fransız matematikçi Blaise PASCAL ilk toplama makinasını icad etti
* 1643 İtalyan Evangelista TORİCELLİ cıvalı barometreyi buldu
* 1666 Pariste Kraliyet Bilimler akademisi kuruldu
* 1687 İngiliz İsac NEWTON evrensel çekim yasalarını keşfetti.
* 1492 İspanyol Kristof KOLOMB Amerikaya ayak bastı
* 1507 İtalyan Amerigo VESPUCCİ Amerikanın yeni kıta olduğunu kanıtlar
* 1630~Türk Hazarfen Ahmet çelebi yaptığı kanatlarla ilk kez uçmayı başaran adam oldu
* 1680~Türk Lagari Hasan çelebi aya gitme denemesini yaptı
* 1698 İngiliz thomas SAVERY ilk buharlı makinayı yaptı
* 1704 İngiliz NEWTON Optik adlı kitabını yayımladı
* 1742 İsveç Anders CELSİUS sıcaklık ölçümleri için standart geliştirdi
* 1763~Fransız Claude CHAPPE uzaktan yazma anlamına gelen Telgrafı icad etti
* 1777 İngiliz James WATT uzun süreli çalışan buharlı makinayı yaptı
* 1778 Fransız Joseph BRAMAH ilk modern tuvaleti tasarladı ve patentini aldı
* 1783 Fransız MONTGOLFİER kardeşler ilk uçan balonla yolculık yaptılar
* 1783 Fransız Louis LENORAD ilk parajütü tasarlad
* 1789 Fransız Antoine LAVOISIER Oksijeni ve kimyasal adlandırma tablosunu yayımladı
* 1796 Edvard JENNER çiçek aşısını buldu
* 1799 İtalyan Alessandro VOLTA ilk elektrik bataryasını yaptı
* 1800~Fransız Dominique LARREY ilk ambulans fikrini ortaya atmıştır.
* 1804 İngiliz Richard TREVİTHİCK ray üzerinde 16 Km hızla giden ilk lokomotifi icad etti
* 1816 İngiliz George MANBY yangın söndürücü bir tüp tasarladı
* 1816 Fransız Rene LAENNEC ilk tıpta kullanılan stetoskopu icad etti
* 1820 Danimarkalı Hans OERSTED elektromanyetik akımı keşfetti
* 1826 Fransız Joseph NIEPCE ilk fotograf çekimini başardı
* 1830 Fransız terzi Berthelemy THIMONNIER ilk dikiş makinasını yaptı (Ancak bu tip makinaları üretip satan ilk kişi Amerikalı Isac SINGER dir)
* 1831 İngiliz Michael FARADAY elektromanyetik kuramları keşfetti
* 1836 ABD Samuel COLD kendi adını verdiği tabancayı tasarladı
* 1837 İngiliz COOKE ve WHEATSTONE ilk elektrikli telgrafı icad ettiler
* 1843 ABD Samuel MORS kendi adını verdiği bir telgraf kodu tasarladı
* 1846 ABD dişçi William ORTON ik kez ameliyatında uyuşturma ve ağrıyı azaltmak için eteri kullandı
* 1849 ABD Walter HUNT ilk modern çengelli iğneyi tasarladı ve patentini aldı
* 1852 ABD Elisha OTİS ilk Asansörü icad etti
* 1853 Fransız Charles PRAVAZ ilk deri altı şırıngasını tasarladı
* 1853 İtalyan Linus YALE kendi adıyla anılan pimli kapı anahtarını icad etti
* 1855 İskoç James MAXWELL Faraday kanunlarını matamatiksel olarak kanıtladı ve kendi kuramını yazdı
* 1859 İngiliz Charles DARWIN Türlerin kökenleri adlı evrim kuramını yayınladı
* 1860 Belçika Müh ilk tek zamanlı ve içten yanmalı motor yaptı
* 1867 ABD Christopher SHOLES gerçek anlamda ilk daktiloyu icad etti
* 1863 İngiltere Londrada ilk metro çalışmaya başladı
* 1869 Rus Dimitriy MENDELEYEV Periyodik elementler tablosunu yayımladı
* 1865 İsveç Alfred NOBEL dinamiti icad etti
* 1876 ABD EDİSON tarafından dünyanın ilk Endüstriyel Araştırma Laboratuvarı kuruldu. (Edison bu laboratıvarda 1093 adet patentli icadda bulunmuştur.)
* 1876 Alman Nikolaus OTTO 4 zamanlı motoru yaptı
* 1876 ABD İskoç asıllı Alexander Graham BELL ilk telefonu icad etmiştir. (Tarihteki İlk uzaktan
konuşma denilen Tele-Phone konuşması 10 Mart 1876 BELL ile yardımcısı Watson arasında yapılmışır)
* 1877 ABD Thomas EDİSON Fonograf denilen ses kayıt cihazını icad etti
* 1878 İngiliz Joseph SWAN elektrik ampulünü icad etti
* 1879 Alman Ernst von SİEMENS ilk elektrikli treni icad etti
* 1880 ABD Thomas EDİSON elektrikli ampulü güvenli hale getirerek satışa sundu
* 1882 Alman Robert KOCH Kolera virüsünü tanımladı
* 1884 Hiram MAXIM tam otomatik makinalı tüfeği yaptı
* 1885 Alman Karl BENZ 14,5 Km hız yapabilen satış amaçlı ilk arabayı üretti
* 1885 Alman Heinrich HERTS Elektromanyetik dalgalarının varlığını keşfetti
* 1885 Fransız Louis PASTEUR kuduz aşısını buldu
* 1887 ABD Emile BERLİNER Gramafonu (Plak) icad etti ve patentini aldı
* 1888 ABD George EASTMAN ilk taşınabilir fotograf makinasını yaptı
* 1894 ABD Jesse RENO ilk yürüyen merdiveni tasarladı
* 1894 Fransız LİMUERE kardeşler ilk sinama makinasını icad ettiler
* 1895 Alman Wilhelm RONTGEN X ışınlarını keşfetti
* 1896 İtalyan Guglielmo MARCONİ Radyo dalgalarıyla ilk yayını yaptı
* 1896 Fransız Antoine BECQUEREL Uranyumun radyoaktif madde olduğunu keşfetti
* 1898 Danimarkalı Valdemer POULSEN İlk teybi icad etti
* 1900 Norveç VAALER Kağıt tutturmada kullanılan Ataç ı geliştirdi
* 1901 ABD GİLETTE ve NİCKERSON körlenince atılan traş bıçağının patentini aldı
* 1901 İngiliz Hubert BOOTH ilk elektrikli süpürgeyi icad etti
* 1901 İlk kez okyanus aşırı radyo yayını yapıldı
* 1902 Polonya Marie CURİEve kocası Pierre CURİE Radyumu keşfetiler
* 1903 ABD WRIGHT kardeşler ilk motorlu uçağı tasarladılar
* 1903 Fransız Gustave LİEBAU ilk emniyet kemerini tasarladı ve patentini aldı
* 1903 Hollanda Dr Willem EİNTHOVEN Elektro kardiografi cihazını icat etti
* 1904 İngiliz John FLEMİNG ilk elektronik vakum tüpü (Diyot) icad etti
* 1905 ABD Albert EINSTEIN (Musevi asıllı Alman) görecelik kuramını yayınladı. Bu yazısını 1915 ve 1919 da tamamladı
* 1906 ABD Alva FİSHER ilk çamaşır makinasını icad etti
* 1907 Kanada Reginald FESSENDEN radyo aracılığıyla ilk insan sesini iletti
* 1907 Fransız Paul CORNU ilk motorlu helikopteri uçurdu
* 1908 Alman GEIGER kendi adını verdiği ve Radyasyonun varlığını saptayan cihazı geliştirdi
* 1908 ABD Henry FORD T modeli adındaki ilk seri üretim otomobili yaptı. İlk üretim bandı fikrinin de babası olan Ford 1913 de günde 1000 araba üretebiliyordu
* 1911 Norveç Roald AMUNDSEN Güney kutbunu keşfetti
* 1913 ABD Elmer SPERRY ilk Robotu yaptı (ROBOT kelimesi Çek dilinde "zorunlu emek" anlamındadır ve deyim tarlada köle gibi sürekli çalışan işçiler için kullanılmıştır)
* 1913 İngiliz Sheffield Paslanmaz çeliği buldu
* 1914 ABD Ohio kentinde ilk trafik lambaları kullanıldı
* 1914 I Dünya savaşı başladı ve 1918 de bitti
* 1915 Isıya dayanıklı Pyrex cam üretildi
* 1918 Fransız Pierre LANGEVIN ve ekibi ilk kez SONAR sistemini icad ettiler (SONAR : SOund Navigation and Ranging: Ses yardımıyla yer belirleme ve mesafe ölçme anlamına gelmektedir)
* 1921 Almanya İlk otoyol hizmete girdi
* 1922 Alman Arthur KORN radyo dalgalarıyla fotoğraf gönderebilen Fax tasarladı ve Amerikaya gönderdi
* 1922 Kanada İlk kez bir şeker hastasına Ensülin tedavisi uygulandı
* 1923 İsveç Platen ve Munters adlı iki mühendis ilk elektrikli buzdolabını tasarladı
* 1926 İskoç John Logie BAİRD ilk kez insan yüzünün görüntüsünü Televizyonda elde etti
* 1926 ABD Robert GODDART ilk sıvı yakıtlı roketi başarıyla fırlattı
* 1928 ABD li Richard DREW genel amaçlı yapışkan bandı üretti (Avrupada seloteyp diye bilinir)
* 1928 İskoç Alexander FLEMING penisilini buldu
* 1929 ABD AT&T Laboratuarlarında Coaxial kablonun patenti alındı
* 1930 ABD ilk elektronik cihaz yaratıldı
* 1930 Wallace CAROTHERS naylonu üretti
* 1930 ABD Clyde TOMBAUGH Plüton u keşfetti
* 1933 Almanya ilk Telex kullanıldı
* 1934 İngiliz Percy SHAW kedi gözü adını verdiği yansıtıcı tasarladı ve çok para kazandı
* 1935 İskoç Robert Watson-Watt, Radarı icat etti Bu radar uçakları 65 Km den tanıyabiliyordu
* 1935 Rus asıllı Amerikan İgor SKORSKY VS 300 adlı ilk modern helikopteri yaptı
* 1936 İngiltere BBC siyah beyaz TV yayınına başladı
* 1937 İngiltere Frank WHITTLE ilk jet motorunu tasarladı
* 1938 Macar Lazla BİRO tükenmez kalemi icad etti
* 1938 ABD Chester CARLSON ilk fotokopi makinasını icad etti
* 1939 İngiltere İlk Çamaşır makinası üretildi
* 1939 ABD de HP şirketi Analog verileri digitale çeviren Pulse-code modulation systemini geliştirdi
* 1939 II Dünya savaşı başladı ( 1945 de sona erdi )
* 1942 ABD Von BRAUN (Alman göçmeni) V-2 adlı uzun menzilli roketi tasarladı
* 1942 İtalyan Enrico FERMİ ilk Nükleer Reaktörü tasarladı
* 1943 Holanda Wilhelm KOLFF ilk yapay böbreği tasarladı
* 1945 ABD Robert OPPENHEİMER ilk atom bombasını geliştirdi ve denedi. Ayni yıl Japonyanın Nagazaki ve Hirosima şehirlerine atıldı ve binlerce sivil öldürüldü. II dünya savaşı sona erdi
* 1945 ABD Percy SPENCER ilk Mikro dalga fırının patentini aldı
* 1946 ABD J.MAUCHLY ve J.ECKERT askeri amaçlı balistik hesaplamalarda kullanılmak üzere ENIAC adlı ilk elektronik bilgisayar sayılan aleti tasarladılar.
* 1947 ABD Sesten hızlı uçuş denemesi başarıldı
* 1947 ABD li Edvin LAND poloroid fotoğraf makinasını icad etti
* 1947 ABD Transistörün teorisi geliştirildi
* 1948 ABD BARDEEN, BRATTAIN ve SCHOCKLEY adlı üç bilim adamı Transistörü icad ettiler
* 1951 ABD IBM şirketi tarafından ilk ticari bilgisayar yaratıldı
* 1951 ABD john ECKERT ve John MAUCHLY ilk sayısal bilgisayar olan UNIVAC ı yaptılar
* 1953 ABD İlk Renkli TV yayını yapılmaya başladı
* 1953 İngiliz Francis CRİCK ve ABD James WATSON DNA moleküllerinin yapısını keşfettiler
* 1957 SSCB uzaydaki ilk insan yapımı cisim olan SPUTNİK 1 adlı uyduyu fırlattı
* 1958 ABD Fizikçiler TOWNES ve SCHAWLOW LAZER kuramını ortaya koydular
* 1958 ABD Silisyum yonga / Mikro Chip icad edildi
* 1958 ABD Alman asıllı von BRAUN tasarladığı roket sistemleriyle uzaya ilk uydunun fırlatılmasını sağladı
* 1960 ABD Theodor MAIMAN ilk LAZER tabancasını gerçekleştirdi
* 1961 SSCB Yuri GAGARİN uzaya giden ilk insan oldu
* 1962 ABD ilk TV uydusu olan Telstarı fırlattı
* 1964 ABD IBM şirketi ilk kelime işlemciyi üretti
* 1966 ABD Tek transistörlü hafıza yongası yaratıldı
* 1967 G.Afrika Christian BERNARD İlk kalp nakini gerçekleştirdi
* 1969 ABD Bilgisayar platformlarında UNIX İşletim sistemi çalıştırılmaya başlandı
* 1969 ABD Neil ARMSTRONG ve Edwin ALDRIN Aya ayak basan ilk insanlar oldular
* 1970 ABD IBM firması ilk Floopy denilen esnek disketi üreti
* 1971 SSCB ilk uzay istasyonu olan Solyut 1 fırlatıldı ve dünya yörüngesine oturtuldu.
* 1972 İngiliz Godfrey HOUNSFIELD Bilgisayarlı Tomografi cihazını üretti
* 1973 SSCB Lunokhod adlı robot aya iniş yapan insansız ilk araç oldu
* 1974 ABD Değişik bilgisayarların kominikasyonu için TCP/IP protokolu geliştirildi
* 1974 ABD Bar Code uygulaması başlatıldı
* 1975 ABD MicroSoft adlı yazılım şirketi kuruldu
* 1976 ABD İntel tarafından 4.77 MHz hızında 8086 koduyla Mikro işlemci gerçekleştirildi
* 1981 ABD IBM firması IBM-PC with MS DOS adıyla kişisel bilgisayar yaratıldı
* 1982 Hollanda şirketi olan PHILIPS ilk kompact diski (CD) üretti ( Sony ile ayni zamanda)
* 1982 ABD İlk yapay kalp nakli gerçekleştirilir.
* 1983 ABD de MicroSoft firması Windows işletim sistemini yarattı
* 1984 ABD Milyon bitlik hafıza yongası yapıldı
* 1984 ABD Apple firması MACİNTOSH adlı bilgisayarı anons etti
* 1985 ABD ARPA nın adı INTERNET olarak değiştirildi
* 1985 Avrupada Mobil telefonlar kullanılmaya başlanır.
* 1986 SSCB Çernobil Nükleer kazası meydana geldi
* 1986 ABD National Instruments firması LabVIEW adı altında GUI tabanlı bir endüstri yazılımı geliştirdi
* 1990 ABD World Wide Web anons edildi
* 1991 ABD Avrupanın ilk çevre uydusu ERS-1 yörüngeye oturtuldu
* 1992 ABD Sanal gerçeklik tasarlandı
* 1992 Ozon tabakasındaki delik Güney amerika sahillerine kadar genişlediği saptandı
* 1997 ABD NASA tarafından fırlatılan Pethfinder Robotu Marsa iniş yaptı
* 1997 ABD Genetik kopyalamada ilk somut başarı sağlandı. DOLLY adı verilen bir koyun kopyalandı
* 1997 ABD IBM tarafından gerçekleştirilen DEEPER BLUE adlı bilgisayar Satranç ustası Kasparovu yendi
* 2000 ABD Bilim adamları ortak bir projede genetik şifrenin çok büyük oranda çözüldüğünü açıkladılar
 

Patentte Dev İşbirliği 20 Yıl Sonrasını Kurtaracak

Türk Patent Enstitüsü ile Gazi Üniversitesi, Avrupa Patent Ofisi’nin pilot olarak uygulayacağı "T eknoloji T ransfer O fisleri Projesi"nde yer almak için işbirliği yaparak birlikte başvuruda bulundu. Gazi Rektörü Prof. Dr. Kadri Yamaç, "A kademik yükselmede patentin mevcut etkisinin arttırılması için araştırmacılara süreç boyunca puan verilmesi 20 yıl sonrası için atılacak çok önemli bir adımdır" dedi.
TÜRK Patent Enstitüsü (TPE) Başkanı Yusuf Balcı, Avrupa Patent Ofisi’nin pilot olarak uygulayacağı "Teknoloji Transfer Ofisleri Projesi’nde" yer almak için TPE ile Gazi Üniversitesi’nin birlikte başvuruda bulunduğunu bildirdi.

TPE Başkanı Balcı, Gazi Üniversitesi ile Mayıs ayında bir işbirliği protokolü imzaladıklarını hatırlatarak, bu çerçevede gerçekleştirdikleri çalışmaları anlattı.

DÜNYADA İLK : Söz konusu protokol çerçevesinde Gazi Üniversitesi’nde akademisyen ve öğrencilerin bilimsel çalışmalarını patent başvurusuna dönüştürmeleri için "Patent Destek Birimi" kurulduğunu anlatan Balcı, yine akademisyenlerin patent uzmanlarıyla birebir görüştükleri "Patent Randevu Sistemi" adı verilen ve dünyada ilk kez gerçekleştirilen bir pilot uygulama yaptıklarını anlattı. Haziran ayı içerisinde yapılan bu pilot uygulama sonucunda 18 öğretim üyesinden ikisinin TPE’ye patent başvurusunda bulunduğunu belirten Balcı, Gazi Üniversitesi ile yaptıkları diğer çalışmalar hakkında da bilgi verdi.

TTO OFİSLERİ: Üyesi oldukları Avrupa Patent Ofisi’nin üniversitelerden yapılan patent başvurularını arttırmak için Avrupa üniversiteleri bünyesinde Teknoloji Transfer Ofisleri (TTO) kurulması ve bu ofislere ulusal patent ofislerinin doğrudan destek sağlamasının amaçlandığını anlatın Balcı, bu projeye ilk etapta Avrupa’da belirlenecek 3 ile 6 üniversitenin pilot olarak katılacağını kaydetti. Balcı, TPE olarak Gazi Üniversitesi ile birlikte pilot projede yer alamak için başvuruda bulunduklarını belirtirken, söz konusu projede yer almayı umduklarını ancak sonuçların önümüzdeki günlerde açıklanacağını bildirdi. Avrupa Patent Ofisi ile yapacakları bir diğer etkinliğe de değinen Balcı, sınai mülkiyet haklarından üniversitelerin daha etkin yararlanmaları için Avrupa Patent Akademesi ile birlikte tüm üniversite rektörlerinin davet edileceği bir toplantıyı 2008 yılının ilk çeyreğinde İstanbul’da gerçekleştireceklerini bildirdi. Balcı söz konusu toplantıya Avrupa Patent Akademisi ve Avrupa Patent Ofisi’nin Başkan Yardımcılarından Prof. Dr. Manual Desantes başta olmak üzere bu konuda uzman yabancı akademisyenlerinde katılacağını anlattı.

Sürenin uzunluğu caydırıcı etki

ÜZERİNDE durdukları bir başka çalışmanın ise akademik yükselmede patentin mevcut etkisinin arttırılmasına yönelik olduğunu belirten Balcı, mevcut durumda üniversitelerin akademisyenler tarafından alınan patentleri akademik yükselmede değerlendirildiğini söyledi. Balcı, ancak patent sürecinin uzunluğu dikkate alındığında bunun akademisyenler üzerinde caydırıcı olduğunu kaydetti. Bu caydırıcı etkiyi gidermek için patent için verilen puanların arttırılarak bu puanların patent süreci boyunca uygun bir şekilde dağıtılmasını hedeflediklerini belirten Balcı, bu konuda geliştirdikleri modeli YÖK ile üniversitelere sunacaklarını bildirdi. Gazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kadri Yamaç da, üniversitelerin temel görevinin eğitim, öğretim ve araştırma olduğunu belirterek, ancak 21. yüzyılda artık bu çalışmaların yeterli görülmediğini söyledi.

Destek talebi

Araştırmacıların yaptıkları çalışmalar kapsamında yeni bir şey bulduklarında üniversiteye gelip destek istediklerini anlatan Yamaç, ancak patentin bireysel başvuru gerektirdiği için üniversitelerin araştırmacılara destek veremediğini kaydetti. Üniversitelerin pek çoğunda patent ofisleri bulunduğuna işaret eden Yamaç, G.Ü’de haziran ayında gerçekleştirilen patent randevu sistemi kapsamında 18 araştırmacının eğitimden geçtiğini ve bunlardan ikisinin patent başvurusunda bulunduğunu kaydetti.

Yamaç, Avrupa Patent Ofisi’ne, TPE ile G.Ü’nün birlikte başvuruda bulunduğunu ve sonucun önümüzdeki günlerde belli olacağını söyledi. Türkiye’de yapılan patent başvuruları için akademisyenlerin çalışmalarına puan verildiğini anlatan Yamaç, ancak bundan böyle araştırmacılara da patent süreçleri boyunca puan verilmesinin öngörüldüğünü, bununda 20 yıl sonrası için önemli bir adım olduğunu bildirdi.

Türk Patent Enstitüsü ile Gazi Üniversitesi, Avrupa Patent Ofisi’nin pilot olarak uygulayacağı "T eknoloji T ransfer O fisleri Projesi"nde yer almak için işbirliği yaparak birlikte başvuruda bulundu. Gazi Rektörü Prof. Dr. Kadri Yamaç, "A kademik yükselmede patentin mevcut etkisinin arttırılması için araştırmacılara süreç boyunca puan verilmesi 20 yıl sonrası için atılacak çok önemli bir adımdır" dedi.
TÜRK Patent Enstitüsü (TPE) Başkanı Yusuf Balcı, Avrupa Patent Ofisi’nin pilot olarak uygulayacağı "Teknoloji Transfer Ofisleri Projesi’nde" yer almak için TPE ile Gazi Üniversitesi’nin birlikte başvuruda bulunduğunu bildirdi.

TPE Başkanı Balcı, Gazi Üniversitesi ile Mayıs ayında bir işbirliği protokolü imzaladıklarını hatırlatarak, bu çerçevede gerçekleştirdikleri çalışmaları anlattı.

DÜNYADA İLK : Söz konusu protokol çerçevesinde Gazi Üniversitesi’nde akademisyen ve öğrencilerin bilimsel çalışmalarını patent başvurusuna dönüştürmeleri için "Patent Destek Birimi" kurulduğunu anlatan Balcı, yine akademisyenlerin patent uzmanlarıyla birebir görüştükleri "Patent Randevu Sistemi" adı verilen ve dünyada ilk kez gerçekleştirilen bir pilot uygulama yaptıklarını anlattı. Haziran ayı içerisinde yapılan bu pilot uygulama sonucunda 18 öğretim üyesinden ikisinin TPE’ye patent başvurusunda bulunduğunu belirten Balcı, Gazi Üniversitesi ile yaptıkları diğer çalışmalar hakkında da bilgi verdi.

TTO OFİSLERİ: Üyesi oldukları Avrupa Patent Ofisi’nin üniversitelerden yapılan patent başvurularını arttırmak için Avrupa üniversiteleri bünyesinde Teknoloji Transfer Ofisleri (TTO) kurulması ve bu ofislere ulusal patent ofislerinin doğrudan destek sağlamasının amaçlandığını anlatın Balcı, bu projeye ilk etapta Avrupa’da belirlenecek 3 ile 6 üniversitenin pilot olarak katılacağını kaydetti. Balcı, TPE olarak Gazi Üniversitesi ile birlikte pilot projede yer alamak için başvuruda bulunduklarını belirtirken, söz konusu projede yer almayı umduklarını ancak sonuçların önümüzdeki günlerde açıklanacağını bildirdi. Avrupa Patent Ofisi ile yapacakları bir diğer etkinliğe de değinen Balcı, sınai mülkiyet haklarından üniversitelerin daha etkin yararlanmaları için Avrupa Patent Akademesi ile birlikte tüm üniversite rektörlerinin davet edileceği bir toplantıyı 2008 yılının ilk çeyreğinde İstanbul’da gerçekleştireceklerini bildirdi. Balcı söz konusu toplantıya Avrupa Patent Akademisi ve Avrupa Patent Ofisi’nin Başkan Yardımcılarından Prof. Dr. Manual Desantes başta olmak üzere bu konuda uzman yabancı akademisyenlerinde katılacağını anlattı.

Sürenin uzunluğu caydırıcı etki

ÜZERİNDE durdukları bir başka çalışmanın ise akademik yükselmede patentin mevcut etkisinin arttırılmasına yönelik olduğunu belirten Balcı, mevcut durumda üniversitelerin akademisyenler tarafından alınan patentleri akademik yükselmede değerlendirildiğini söyledi. Balcı, ancak patent sürecinin uzunluğu dikkate alındığında bunun akademisyenler üzerinde caydırıcı olduğunu kaydetti. Bu caydırıcı etkiyi gidermek için patent için verilen puanların arttırılarak bu puanların patent süreci boyunca uygun bir şekilde dağıtılmasını hedeflediklerini belirten Balcı, bu konuda geliştirdikleri modeli YÖK ile üniversitelere sunacaklarını bildirdi. Gazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kadri Yamaç da, üniversitelerin temel görevinin eğitim, öğretim ve araştırma olduğunu belirterek, ancak 21. yüzyılda artık bu çalışmaların yeterli görülmediğini söyledi.

Destek talebi

Araştırmacıların yaptıkları çalışmalar kapsamında yeni bir şey bulduklarında üniversiteye gelip destek istediklerini anlatan Yamaç, ancak patentin bireysel başvuru gerektirdiği için üniversitelerin araştırmacılara destek veremediğini kaydetti. Üniversitelerin pek çoğunda patent ofisleri bulunduğuna işaret eden Yamaç, G.Ü’de haziran ayında gerçekleştirilen patent randevu sistemi kapsamında 18 araştırmacının eğitimden geçtiğini ve bunlardan ikisinin patent başvurusunda bulunduğunu kaydetti.

Yamaç, Avrupa Patent Ofisi’ne, TPE ile G.Ü’nün birlikte başvuruda bulunduğunu ve sonucun önümüzdeki günlerde belli olacağını söyledi. Türkiye’de yapılan patent başvuruları için akademisyenlerin çalışmalarına puan verildiğini anlatan Yamaç, ancak bundan böyle araştırmacılara da patent süreçleri boyunca puan verilmesinin öngörüldüğünü, bununda 20 yıl sonrası için önemli bir adım olduğunu bildirdi.




http://www.patentakademisi.com/index.php?option=com_content&task=view&id=107&Itemid=2

Üniversite-sanayi işbirliği olmazsa hiçbir Japon firması 50 yıl sonrasını göremez

1967'de ilk otomatik posta kodu okuyucusu üretildi, bunu 1970'teki ilk renkli videolu telefon, 1995'te dünyanın ilk DVD oynatıcısı ve ilk dizüstü bilgisayarı izledi. Toshiba, Ar-Ge’ye yılda 2,7 milyar dolar yatırım yaparak Japonya’nın bilim ve teknoloji politikasının oluşturulmasında da büyük katkılar yapıyor. Toshiba’nın Teknolojiden Sorumlu Başkanı Dr. Katsuhiko Yamashita Sabancı Üniversitesi’nin Uluslararası Danışma Kurulu’na katılmak için 5 Ekim’de Türkiye’ye geldi. Yamashita ile Japonya’nın giderek azalan ve yaşlanan nüfusunun yarattığı problemleri çözmek için oluşturulan stratejide üniversite-sanayi işbirliğinin rolünü ve Toshiba’nın uyguladığı işbirliği yöntemlerini konuştuk.
Hisashige Tanaka, Toshiba’nın temelleri 1875’te, daha sonra Shibauro Electric Company ismini alacak elektrik ekipmanları üretimi yapan Shibaura Seisaku-sho firmasını kurarak attı.  O zaman Tanaka 76 yaşındaydı ve bütün Japonya onu Karakuri Giemon, ‘mekanik harikaların dahisi’ olarak tanıyordu. Tanaka 1881'deki ölümüne kadar tutkulu bir zanaatkar ve mucit olarak yaşadı. Bilinen çalışmaları arasında alkolle çalışan bir buharlı gemi modeli ve hedefini 2 metrelik mesafeden asla ıskalamayan bir okçu çocuk olan “Yumihiki Douji” adındaki mekanik bebek var. Ancak en ünlü başyapıtı, hala Toshiba Corporation'a ait mekanik bir mucize olan ‘Man-nen Dokei’ yani ‘10 bin yıllık saat’. Bu altı yüzlü kronometre, zamanı 200 gün boyunca hatasız tutuyor. 1890’da Dr. Ichisuke Fujioka ve Shoichi Miyoshi tarafından kurulan Hakunetsu-sha & Co, Ltd ise Japonya’nın ilk elektrik ampulü üreticisiydi. Elektrik aydınlatma ekipmanları yapan firma daha sonraTokyo Electric Company ismini benimsedi.
1939’da bu iki firma birleşti ve Tokyo Shibauro Electric Company ismini kullanmaya başladı. Birleşme ile birlikte Toshiba adı rumuz olarak kullanılmasına rağmen 1978’e kadar resmen kullanılmadı. Bugün Toshiba Corporation, yaklaşık 40 ülkede sahip olduğu 100'ün üzerindeki alt şirketi ile binlerce megavatlık enerji istasyonlarından, enerji kullanımında en son yenilikleri ihtiva eden minyatür çip teknolojisine, sağlık ekipmanlarından silah sistemlerine kadar çok geniş bir yelpazede çalışıyor. Japonya’da 19 üniversite ile sürdürdüğü Ar-Ge işbirliğinin yanında İngiltere’de Cambridge Science Park'ta, yarı iletken yapılar konusunda ve Bristol'da yeni nesil dijital cep telefonları ve kablosuz erişim teknolojileri konusunda çalışmalar yapıyor, Amerika’daki Silikon Vadisi’nde ise çip teknolojileri konusunda araştırmalarını sürdürüyor.
Toshiba’nın Teknolojiden Sorumlu Başkanı Dr. Katsuhiko Yamashita, Sabancı Üniversitesi’nin Uluslararası Danışma Kurulu’na katılmak için 5 Ekim’de Türkiye’deydi. Dr. Yamashita Avustralya'daki Monash Üniversitesi’nden mühendislik yüksek lisans derecesini aldıktan sonra, Japonya'daki Imperial College’de elektrik-elektronik mühendisliği doktora programından mezun oldu.  Çalışma hayatına Toshiba’da sistem mühendisi olarak başlayan Yamashita, Toshiba bünyesinde sistem entegrasyonu, stratejik planlama, iş geliştirme ve stratejik yatırımlar alanlarında çalıştı. Şu anda Toshiba’nın tüm Ar-Ge, inovasyon, üniversite-sanayi işbirliği ve teknoloji yönetimi stratejilerini belirleyen ve uygulatan kişi olarak dünyanın teknoloji geleceğine de yön veriyor. Dr. Yamashita ile Japonya ve Toshiba’nın üniversite-sanayi işbirliği stratejileri hakkında konuştuk.
 Üniversiteler ile işbirliğine gitmeye mecbursunuz
 Üniversite - sanayi işbirliğine neden ihtiyaç duyuluyor?
Eğer dünyanın geri kalanı ile bağlantılı bir ülkede faaliyet gösteren bir şirketseniz üniversiteler ile işbirliğine gitmeye mecbursunuz. Bunun dört ana nedeni var. Öncelikli iki neden teknolojinin her alanda, tarihte daha önce hiç olmadığı kadar hızlı gelişmesi ve rekabetin artması. Eğer aynı alanlarda faaliyet gösteren rakiplerinizden hızlı olmazsanız patentleşebilecek pek çok temel teknolojiyi onlara kaptırabilirsiniz. Buda rekabetçiliğinizin birkaç yıl içinde yok olması anlamına gelir. Böyle bir sonla karşılaşmamak için tüm şirketler üniversitelerin teknoloji üretme potansiyelinden faydalanmak durumundalar. Üniversite - sanayi işbirliği için diğer önemli bir sebep ise para. Hiçbir şirket artık temel bilimlerde araştırma yapamıyor. Fizik ve kimya gibi bilimlerdeki hızlı gelişme özel alanlar oluşturdu ve bu konularda araştırma yapabilecek insan kaynağı bulmak ve laboratuvarlara yatırım yapmak bir şirket için büyük maliyetler getiriyor. Son olarak artık öğrenciler üniversitelerden sadece teorik bilgiler edinerek mezun olmak istemiyorlar. İş dünyasına yakınlaşmak, araştırmalarının sonuçlarını daha çabuk almak ve toplumda yarattıklarını değişiklikleri görebilmek istiyorlar.
Üniversite - sanayi işbirliği hangi yöntemlerle sağlanıyor?
Üniversite - sanayi işbirliği 6 temel yöntemle gerçekleşiyor. Bunlar; üniversite ve sanayi temsilcilerinin proje oluşumundan sonuca kadar beraber çalıştıkları ve projede eşit söz hakkı elde ettikleri ‘ortak araştırma projeleri’,  projeyi tamamen sanayinin yarattığı ve üniversitelerin uygulayıcı olarak katıldıkları ‘ısmarlama projeler’,  sanayinin ileride patentleşebilecek fikirleri olan araştırmacılara kaynak yardımı yapası anlamına gelen ‘Ar-Ge bursları’, sanayi ve üniversitenin ortak yatırımı ile kurulan ‘üniversite içi Ar-Ge laboratuvarları, üniversitenin ürettiği ve kendisinin kullanmasına imkan bulunmayan teknolojilerin lisanslarını satması olarak tanımlanan ‘sanayiye teknoloji lisanslama’ ve sanayi ile üniversitenin ortaklaşa Ar-Ge mühendisi yetiştirmesi için insan kaynağı alanında yapılan işbirlikleri.

Ar-Ge mühendisleri bilim insanları gibi büyük saygı görüyor
Japonya’daki üniversite - sanayi işbirliği geçmişini anlatabilir misiniz?
Geçmişte, Japonya’da bilim ve teknoloji birbirinden çok farklı algılanıyordu. Bilim, doğayı anlamaya ve gizemlerini çözmeye yönelik araştırmalar olarak görülüyordu. Herkes bilimin soylu bir uğraş olduğunu düşünüyor, bu yüzden de bilim insanları el üstünde tutuluyordu. Teknoloji ise toplumun ihtiyaçlarının giderilmesi ile ilgili bir uğraş olarak görülüyor ve teknoloji üreten mühendisler bilim insanlarına göre düşük bir sosyal sınıfa mensup olarak kategorize ediliyordu. Fakat günümüzde bilim ve teknoloji birbirini tamamlayan olgular olarak algılanıyor. Artık Ar-Ge çalışmalarının içinde hem bilim hem de teknoloji olduğu halk tarafından biliniyor ve bu sayede Ar-Ge mühendisleri de tıpkı eskinin bilim insanları gibi büyük saygı görüyor. Bu değişim üniversite ve sanayi işbirliğinin gelişmesi ile oldu. Dünyanın ilk mühendislik fakültesi 1886’da Tokyo Imperial Üniversitesi’de kuruldu ve sanayi ile işbirliğine başladı. Fakat üniversite - sanayi işbirliğinin istenilen seviyeye gelmesi 1995’ten sonra sağlanabildi.
II. Dünya Savaşı’ndan sonra bile Japonya’daki üniversite - sanayi işbirliğinin durumu hiç de iyi değildi. Genellikle öğrenci ve sanayiye geçmiş eski öğretmen arasında kurulan bağlantı sayesinde işbirlikleri kuruluyordu. Sanayinin üniversite ile işbirliğinden beklentileri yüksek değildi sadece ‘iyi yetişmiş’ mezun istiyordu. 1960 - 1980 arasında sanayi tüm temel bilimlerde araştırma yapabilecek laboratuvarlar kurabiliyor, insan kaynağı bulabiliyordu. Devlet üniversitleri o kadar çok destekleniyordu ki, üniversite öğretim görevlileri hiçbir ek gelire ihtiyaç duymadan yüksek standartlarda yaşayabiliyordu. Bu da onlar için ek iş demek olan sanayi işbirlikleri ile ilgilenmelerine engel teşkil ediyordu. Ayrıca üniversitelerde alınan patentler devletin sayılıyordu bu da araştırmacıların haklarını kendilerine ait olmayacak teknolojiler için çaba harcamasını teşvik etmiyordu.
Japonya’nın 2025 hedefine ulaşabilmesi için en önemli konu
1995’ten sonra üniversite - sanayi işbirliğinde gelişme olmasının sebebi neydi?
Japonya’da üniversite - sanayi gelişmesine sebep olan en büyük etken şu anda üçüncü adımı uygulanan ‘Japonya Bilim ve Teknoloji Planı’dır. İlk adımı 1996-2000 arasını kapsayan planla beraber 4 yıl için 149 milyar dolarlık kaynak bilim ve teknoloji araştırmalarına ayrıldı. İkinci adım 2001-2005 arasında uygulandı ve 4 yıl için 210 milyar dolar kaynak ayrıldı. Üçüncüsü ile de 2006-2010 arasında uygulanıyor ve 4 yılda 230 milyar dolar tutarında bilim ve teknoloji yatırımı yapılacak. Fakat sadece bu yatırımlarla istenilene ulaşılamazdı. 1999’da patentleşen araştırmayı yürüten öğretim görevlilerinin patent gelirlerinden pay alması sağlandı, 2002’de geniş kapsamlı fikri mülkiyet hakları düzenlemeleri yapıldı ve 2003’te üniversite - sanayi işbirliğini desteklemek için vergi indirimleri kanunlaştırıldı. İlk adımda 10 bin doktora öğrencisinin araştırması desteklendi, ikinci aşamada Ar-Ge ulusal öncelikle arasında en üst sıraya yerleştirildi ve 50 yıl içinde 30 Nobel ödülü kazanılması hedeflendi, üçüncü aşamada ise yaşlanan nüfus ve Asya’daki yükselen ülkelere karşı bilim ve teknoloji üstünlüğün korunması için gerekli adımların atılmasına karar verildi.
Bu hedefe varmak için hangi adımların atılmasına karar verildi?
Öncelikle toplum tarafından benimsenecek bir bilim ve teknoloji politikası belirlendi. Bu politika 2025’te Japonya’nın yaşamak için en ideal ülke olması amacıyla oluşturuldu. Japonya 2025’te tüm dünyaya açık, farklı kariyerlere sahip, uzun ve sağlıklı yaşan ve dünyanın problemlerine çözüm üren bir toplum olacak. 2025’e giden yoldaki politikanın 3 ana hedefi ve bu hedeflere ulaşmak için gerçekleştirilmesi gereken 6 bileşeni var. Ana hedefler; Japonya’nın ulusal potansiyelini en yüksek seviyeye çıkarmak, ulusun güvenliğini sağlamak, halk sağlığını güvence altına almak ve insanlığın bilgelik düzeyine katkıda bulunmak olarak tayin edildi. Bu hedeflere ulaşmak için gerçekleştirilmesi gerekenler ise sürdürülebilir ekonomik kalkınma için yenilenebilir enerji ve çevreye dost üretim yöntemleri geliştirmek, Japonya’da inovasyon kültürünü yaygınlaştırmak, ulusun sağlığını geliştirmek için gerekli teknolojileri geliştirmek, bilgi üretiminde kuantum sıçraması yapmak, bilim ve teknoloji alanında büyük aşamalar kaydetmek, dünyanın en güvenli ülkesi olmak için gereken araştırma faaliyetlerini sürdürmek olarak belirlendi.  Bu starteji çerçevesinde öncelikli olarak sağlık, bilişim teknolojileri, çevre bilimi, nano-teknoloji ve yeni malzemeler konusundaki araştırmalara öncelik verilmesi kararlaştırıldı. İkincil öncelik verilen teknoloji alanları ise enerji, alt yapı ve endüstriyel üretim teknolojileri oldu.
Bu stratejide üniversite - sanayi işbirliği ne kadar önemli?
Japonya’nın 2025 hedefine ulaşabilmesi için en önemli konu olduğunu söyleyebiliriz. Japonya hızla yaşlanıyor. Bugün 15-65 yaş aralığındaki çalışabilecek nüfus 83 milyonken bu rakam 35 yıl içinde 45 milyona düşecek. Bu tüm Japonya iş gücünde neredeyse yarı yarıya bir azalma demek. Bu işgücü açığının yol açacağı tehditleri verimli çalışan bir üniversite - sanayi işbirliği ağıyla bertaraf edebiliriz. Aksi takdirde hiçbir Japon firması 50 yıl sonrasını göremez.

Üniversiteleri ve araştırmacıları iyi anlamak gerekiyor
Üniversite - sanayi işbirliğinde başarı için önemli olan noktalar neler?
En önemli konulardan biri üniversiteleri ve araştırmacıları iyi anlamak. İş dünyası ile üniversite hayatının birbirinden çok farklı olduğunu kabul etmek gerekiyor. Üniversitedeki araştırmacılar önceden belirlenmiş hedefler için ortak çalışmayı sevmiyorlar, tek başlarına ilgi duydukları konularda özgürce deneyler yapmaktan hoşlanıyorlar. Başka araştırmacıları aynı projede olsa dahi iş ortağı olarak değil bilimsel rakip olarak görüyorlar. Profesörler mentordan ziyade feodal hükümdar gibi görülüyor. Bu yüzden bağlı oldukları profesörden başka birinin yürüttüğü çalışmalarda istekli olmuyorlar. Bu sorunları aşmak kolay olmadı.
Bu sorunlar nasıl aşıldı?
İlk önce fikri mülkiyet haklarında ilerlemeler kaydedildi. Sonra hükümetin üniversitelere verdiği teşvik azaltıldı. Bu sayede üniversiteler sanayi ile işbirliğine yaklaştırıldı. Atılan bu ilk adımdan sonrası çok önemliydi çünkü benim de onlarca defa deneyimlediğim gibi laf olsun diye yapılan Ar-Ge anlaşmalarından hiçbir sonuç çıkmıyor. Sonuca ulaşmak için üniversitelerin herhangi bir ürünün nasıl üretildiğini anlamaları gerekiyordu. Eskiden pek çok araştırmacı patentlerin sahiplerine servet kazandırdığını düşünüyordu. Halbuki sadece bin patentten sadece 3’ü kar ediyor. Üstelik günümüzde en ufak bir teknoloji ürünü için binlerce başka patente ihtiyaç duyuyorsunuz. Yani aldığınız bir tek patent elinizde başka binlerce patent hakkı yoksa ürüne dönüşemiyor. Araştırmacılar sanayinin gerçeklerini anladıktan sonra işbirliğine daha da yakın oldular. Sanayi de ortak araştırma projelerinde liderliği genellikle üniversitedekilere vererek onların daha rahat ve üretken hissetmesini sağladı. Ayrıca devlet eskiden koşulsuz olarak üniversiteye sağladığı kaynağı azaltırken, hedefi belirli olan Ar-Ge projelerine olan desteğini arttırınca son on yılda pek çok başarılı projeye tamamlandı.
Toshiba hangi konularda üniversitelerle Ar-Ge ile işbirliği yapıyor?
Yarı iletkenler, elektro-manyetik malzemeler, hafıza birimleri, mekatronik, robotik, multi-medya, gömülü sistemler, pil, eğitim ve üretim sistemleri konularında üniversitelerle işbirliği içindeyiz.
Dünyadaki en iyi beyinlerin Toshiba ile yakınlaşmasını istiyoruz
Üniversitelerle işbirliği konusundaki politikanız nedir?
Sağlıklı bir işbirliği projesi kurgulayabilmek için öncelikle şirketin önem verdiği iş kolları ve bu iş kollarının teknolojik ihtiyaçlarını belirliyoruz. Bu teknolojilerin hangisi daha az araştırılmışsa riskimizi azaltmak ve üniversiteler için işbirliğini cazip kılabilmek için ona yöneliyoruz. Hangi üniversite ve araştırmacı ile işbirliği yapabileceğimize gerçek Ar-Ge potansiyelini belirledikten sonra karar veriyoruz. Asla bir konuda popüler oldukları için en büyük isimlere yönelmiyoruz. Her proje için ayrı bir işbirliği stili seçiyoruz. Projelerde hem şirket içindeki hem de üniversitedeki insan kaynağının kalitesini arttırmaya yönelik çalışıyoruz.
Bu politika Japonya dışındaki üniversiteler için de geçerli mi?
Elbette, hatta son yıllarda Japonya dışındaki üniversitelerle olan işbirliğimize daha fazla önem vermeye başladık. Dünyadaki en iyi üniversitelerle staj programları başlattık. Türkiye’den de Sabancı Üniversitesi ile bir staj programımız var. Amacımız dünyadaki en iyi beyinlerin Toshiba ile yakınlaşmasını sağlamak.
Toshiba’nın Türkiye’deki bir üniversite ile ortaklaşa bir Ar-Ge merkezi açması için hangi koşullar gerekli?
Bizim için tek koşul bizi çağıracak üniversitenin işimize yarayacak teknoloji alanlarından birinde dünyada olmayan bir uzmanlaşma sağlamış olması. Toshiba’nın hiçbir devletten teşvik beklentisi yok. Biz sadece bilginin peşindeyiz. Dolayısı ile tek koşul başka yerde bulamayacağımız bilginin belirli bir coğrafi bölgede üretilmesi. Türkiye’yi ileride özellikle nano-teknoloji alanında daha fazla işbirliği yapabileceğimiz ülkelerden biri olarak görüyorum.


Toshiba, ‘mekanik harikaların dahisi’ olarak tanınan kurucusu Hisashige Tanaka’nın izinde 1959'da ilk transistörlü televizyonu, ilk mikrodalga fırını ve günümüzdeki video oynatıcıların temelini oluşturan sarmal taramalı kayıt kafasını geliştirdi.

ŞİRKETLERDE FİKRİ VE SINAİ MÜLKİYET STRATEJİLERİ

Fikri ve Sınai mülkiyet varlıkları şirketlerin en önemli varlıklarıdır. Bu varlıkların şirketlerin en önemli sermayeleri olduğundan da hiç şüphe bulunmamaktadır. Bu varlıklar çok iyi yönetilerek rakiplere karşı, rekabet avantajı sağlanabilir, şirketlere normal ürün gelirlerinin haricinde ayrıca ek gelirler sağlanabilir. Burada önemli olan husus, şirket içinde YENİLİK KÜLTÜRÜ OLUŞTURMAK üzere çalışmaların yapılmasıdır.

Bir çok kişi yeniliklerin sadece ileri teknoloji şirketlerinde ve çok büyük sermayeli şirketlerde yapılabileceğini düşünmektedir, ancak durum sanıldığı gibi değildir Dünyanın değişik ülkelerindeki ve ülkemizdeki patentlere ve faydalı modellere baktığımızda belirli bir oranını çok büyük teknoloji şirketleri ve uluslar arası çalışan şirketler almasına rağmen , yüz binlerce patent ve faydalı modelin küçük ölçekli firmalar hatta bireysel buluşular tarafından tescil ettirildiğini ve bu buluşlardan yüksek miktarlarda lisans ücretleri kazandıkları da bilinen bir gerçektir.

İster büyük , ister küçük ölçekli bir firma olsun, şirketin istikrarlı büyümesi , fark oluşturması ve rekabet edebilmesi için mutlaka Fikri ve Sınai Mülkiyet Stratejisi olması gerekmektedir. Şirketler için Fikri ve Sınai Mülkiyet Stratejilerinde kulllanabilecekleri ve değerlendirecekleri 3 Stratejiyi dikkatinize sunuyoruz. Bu 3 stratejiyi kullanan firmalar  rakiplerine fark atmada sürekli önde olacaklardır.

1-Fikri ve Sınai Mülkiyet Varlıklarını anlayarak işe başlayın:

Markalar, patentler,faydalı modeller , endüstriyel tasarımlar,ticari sırlar, telif hakları gibi bir çok fikri ve sınai mülkiyet hakkı çeşidi bulunmaktadır. Bu varlıkların her birinin korunması ayrı kanun ve  prosedürlere tabidir. Şirketler bu varlıklardan hangilerinin , portföylerinde bulunduğunu ve korumalarını nasıl yaptıklarının iyi tespit etmelidir.

2-Şirketiniz için uygun Fikri ve Sınai Mülkiyet Çeşitlerini Belirleyin :

Şirketiniz için en uygun fikri ve sınai mülkiyet çeşidi hangileriyse onları belirleyin ve onları geliştirmek ve portföyünüzü genişletmek üzere hedefler belirleyin. Örneğin şirketiniz bir makine firmasıysa; Sizin için en önemli varlık patent portföyünüzün genişliği olacaktır. Eğer bir yazılım firması iseniz en önemli varlıklarınız telif hakkına sahip olduğunuz yazılımlarınız olacaktır.

3-Yönetim Kadrosu ve Tüm Personelinize Yenilik Kültürü Aşılayın ve Yenilikleri Teşvik Edin:

Ürün geliştirme konusunu sadece Ar-Ge departmanıyla sınırlamayın. Yönetim kadrosu dahil bütün personelinize yenilik kültürü aşılayın ve üretimde, iş süreçlerinde, tasarruf da her türlü işlerinde yenilik yapmalarını teşvik edin, yaptıkları yenilikleri ödüllendirin.

Kısacası rakiplerinize fark atmak ve daha çok kazanmak için sürekli yenilik yapın, yenilikleri teşvik edin.

ADRES PATENT MARKA VE
FİKRİ HAKLAR LTD.ŞTİ.
Av. Ali ÇAVUŞOĞLU
Genel Müdürü
Marka ve Patent Vekili

0212 347 89 89 pbx

İşçi buluşları ve bu buluşların patentle tescili hususlarında bilgi verir misiniz?

Adres Patent Genel Müdürü Ali Çavuşoğlu:

İşçi buluşları ve bu buluşların patentle tescili hususlarında bilgi verir misiniz?

Öncelikle belirtmek gerekir ki günümüzdeki buluşların büyük bir çoğunluğunu işçi buluşları oluşturuyor. Birçok ülkenin patent ofislerine yapılan patent başvuruları incelendiğinde, patente konu buluşların %80-%90’nın işçiler tarafından gerçekleştirildiği görülüyor. Bir buluşun gerçekleşmesi için uzun araştırma süreci ve mali yatırım gerekli. Diğer taraftan da buluşun gerçekleşeceğinin garanti altına alınamaması durumu da söz konusu. Bu nedenle buluş uğraşısı işletmelerde çalışan işçilerle sürdürülüyor.

İşçi buluşları patent veya faydalı model belgesi ile korunabilir niteliktedir. Patent mevzuatına göre işçi; bir özel hukuk sözleşmesi veya benzeri bir hukuk ilişkisi gereği, başkasının hizmetinde olan ve bu hizmet ilişkisini işverenin gösterdiği belli bir işle ilgili olarak kişisel bir bağımlılık içinde ona karşı yerine getirmekle yükümlü olan kişidir. Ücretsiz olarak ve belirli bir süreye bağlı olmaksızın hizmet gören stajyerler ve pratik yapan öğrenciler de, bu Kanun Hükmünde Kararname hükümlerine göre işçi sayılır.

Kanunda Çalışanları Buluş Yapmaya Özendirici Hükümler Var

Çalışanların buluşun patenti konusundaki yasal hakları nedir?

Kanuni açıdan baktığımızda ülkemizdeki işçi buluşlarının 551 KHK’nın 16-41. maddeleri ile BK. nun 336. maddesinde yer alan hükümlerle düzenlendiğini görürüz. Kararname işçi buluşlarını “Çalışanların Buluşları” başlığı altında düzenlemiştir. 16-33. maddeleri arasında özel hukuk ilişkisi içinde olan işçilerin buluşları, 33,38. maddeleri arasında çalışanların buluşları ile ilgili hükümler, 39-41. maddeler arasında ise memurların, silahlı kuvvet mensuplarının ve üniversite mensuplarının buluşları bulunmaktadır. 551-KHK’nın işçi buluşları “hizmet buluşları” ve “serbest buluşlar” olmak üzere ikiye ayrılmakta. Hizmet buluşlarını genel olarak şu şekilde tanımlayabiliriz; işçinin bir işletme veya kamu idaresinde yükümlü olduğu faaliyeti gereği gerçekleştirdiği veya işletmenin veya kamu idaresinin büyük ölçüde deneyim ve çalışmalarına dayanan, işçinin iş ilişkisi sırasında yaptığı buluşlardır. Buluşun hizmet buluşu sayılabilmesi için işçinin çalıştığı yerde ve çalışma saatlerinde meydana getirmesi şart değildir. Sadece işverenin imkânlarından, fırsatlarından yararlanması yeterlidir. Hizmet buluşlarının dışında kalan buluşlar da serbest işçi buluşları olarak kabul edilir.

Çalışanların buluş yapmaya özendirilmesi için işçilerin buluşlarıyla ilgili hükümlerin emredici nitelik taşıdığı görülüyor. Aynı zamanda da bu hükümlerin işçiler aleyhine değiştirilemeyeceğinin de hükme bağladığı gözleniyor.

İşçi bir hizmet buluşu yaptığında, bu buluşunu yazılı olarak ve geciktirmeksizin işverene bildirmekle, işveren ise kendisine ulaşan bildirimin tebellüğ tarihini bildirimde bulunan kişi veya kişilere gecikmeksizin ve yazılı olarak bildirmekle yükümlü tutuluyor.

İşçinin Bildirim Yükümlülüğü

İşçi, teknik problemi, çözümünü ve hizmet buluşunu nasıl gerçekleştirmiş olduğunu bildiriminde açıklamak zorunda. Ayrıca yararlanmış olduğu işletme deneyim ve çalışmalarını, varsa diğer çalışanların katkılarını ve bu katkıların şeklini, yaptığı işle ilgili olarak aldığı talimatları ve söz konusu katkılar yanında kendisinin katkı payını da belirtir. İşveren ise bildirimin kendisine ulaştığı tarihten itibaren iki ay içinde, bildirimin hangi hususlarda düzeltilmesi gerektiğini işçiye bildirir.

İşçi yapmış olduğu buluşun patentle tescil edilemediği düşüncesi ile bildirim yükümlülüğünden kaçınamaz. Buluşun patentlenebilir olup olmadığının takdiri işçiye ait değildir. Aynı şekilde işçi iş ilişkisi sırasında tamamlamış olduğu buluşun serbest buluş niteliğinde olduğunu iddia ederek bildirim yükümlülüğünden kurtulamaz. Çünkü iş ilişkisi sırasında gerçekleştirilen buluşlar kural olarak hizmet buluşu sayılırlar.

Peki, işverenin hizmet buluşu üzerindeki hakkı nedir?

Hizmet buluşu olarak işverenin tam ve kısmi olmak üzere iki türlü talep hakkı var. Öncelikle işveren hangi tür talepte bulunursa bulunsun talebini, işçinin bildiriminin kendisine ulaştığı tarihten itibaren 4 ay içerisinde yazılı yapmak zorunda tutuluyor. İşveren tam hak talebinde bulunursa, bu talebe ilişkin bildirim işçiye ulaştığı tarihten itibaren buluş üzerindeki tüm haklar işverene geçiyor. Eğer işveren kısmi talepte bulunursa, işveren kısmi hakka dayanarak bu buluşu kullanabilir. Fakat bu kullanma işçinin buluşunu değerlendirmesini önemli ölçüde güçleştiriyorsa, işçi buluşa ait hakkın tamamen devir alınmasını isteyebilir. Tabi ki her iki durumda da işçi söz konusu buluş için kendisine uygun bedelin ödenmesini isteme hakkına sahip. İşçinin buluşu için alacağı bedelin miktarı ve ödeme şekli Yönetmelikteki hükümlere göre taraflarca belirlenirken, 30 gün içerisinde anlaşma sağlayamazlarsa uyuşmazlık tahkim suretiyle 60 gün içerisinde çözümlenir.

Serbest Buluşlarda Tüm Haklar İşçiye Ait

Diğer taraftan serbest buluşlar ve öğretim üyelerinin buluşları var. Burada işçinin ve işverenin sahip olduğu haklar yasal olarak nasıl belirleniyor?

Serbest buluşu hizmet buluşundan ayıran en önemli fark buluşun işçinin kişiliğinden doğması ve buluş üzerindeki tüm hakların işçiye ait olmasıdır. İşçi serbest buluşu devretmek zorunda olmadığı gibi işverende bu tür buluşları kazanma hakkına sahip değildir. Serbest buluşlar ancak üçüncü kişilere olduğu gibi devredilebilir. İşçinin buluşu serbest buluş olsa da bunu işverene bildirmek zorunda. Bu bildirimin de iki amacı var. İlki, işverene buluşun serbest mi yoksa hizmet buluşumu olduğunu inceleme hakkını vermekken ikincisi işverene bu buluştan yararlanmanın yolunu açmaktır. Buradaki ince çizgi hizmet buluşlarında buluş sahibi kanuni haklara sahip olmakla birlikte devir kendiliğinden gerçekleşirken, serbest buluşlarda buluş tamamıyla işçiye ait oluyor.

Öğretim Üyelerinin Buluşları Serbest Buluş Niteliğinde

Üniversitelere bağlı fakülte ve yüksek okullarda bilimsel çalışma yapan öğretim elemanlarının bütün buluşları serbest buluş niteliğindedir. Öğretim üyelerinin serbestçe her türlü bilimsel araştırma ve yayında bulunma özgürlüğüne sahip olmaları için küçük sınırlar dışında bu tür buluşlar üzerinde tüm haklara sahiptirler. Kamu memurları ile silahlı kuvvetler mensuplarının buluşları ise hizmet buluşu sayılıyor.

İşçi buluşları en çok hangi sektörde yapılıyor? Ülkemizde çalışan kesimin buluş üzerinde sahip olduğu haklar konusunda yeterli bilgiye sahip olduğunu söyleyebilir miyiz? Her iki konudaki düşüncelerinizi paylaşabilir misiniz?


Ülkemizde işçi buluşları konusu henüz bilinen bir kavram olmadığı için, sektörel istatistikler bulunmuyor. Bu konunun çalışan kesim ve işveren kesimi tarafından henüz bilinmediği kanaatindeyim.
İşçi buluşları konusunun işveren ve işçilere bilinçlendirme çalışmaları yapılması gerekiyor, burada  işçi ve işveren sendikalarına, mühendislik odalarına,patent vekillerine, Türk Patent Enstitüsü’ne  , Üniversitelere önemli görevler düşüyor.



Son olarak eklemek istedikleriniz?

İşçi buluşları patent sayısının armasında ve teknolojik gelişmelerin tabana yayılmasında önem arzeden bir konu olduğu  için zaten bir çok ülkede ayrı kanunlarla düzenlediği için , ülkemizde de ayrı kanunlarla düzenleme yapılarak sürekli gündemde tutulması gereken bir konu olduğu kanaatindeyim.

24 Ekim 2010 Pazar

Buluşları patent ile korumanın avantajları nedir?

Buluşlar için patent belgesi almak zorunlu değildir, ancak gereklidir. Buluşunuzu patent belgesi ile korumaz iseniz, korumasız olan buluşunuzu siz piyasada ürününüzü tanıtıp para kazanmaya başlamadan , taklitleri piyasada dolaşmaya başlar ve dolayısıyla buluş için harcadığınız paralar, günler belki de aylarca verdiğiniz emeğiniz boşa gidebilir. Dolayısıyla buluş için harcanan para ve emeğin boşa gitmemesi için buluşunuzu piyasaya sunmadan önce patent başvurusu yapmanız size çok şey kazandıracaktır. Yapılan bir buluş için patent belgesi olmadan da üretim yapılabilir. Ancak, patent belgesiyle korunan  bir buluş, buluş sahibinin izni olmadan başkaları tarafından üretilemez, satılamaz, ithalatı-ihracatı yapılamaz.

Patentli bir ürün hakkında patent sahibinden izin alınmadan yapılan üretimler,ithalatlar, ihracatlar ve diğer ticari faaliyetler için cezai yaptırımlar vardır.

Patent belgesi patent sahibine aşağıda belirtilen avantajları sağlar;

Özel haklar -
Patentler, sadece patent sahibine özel olan , başvuru tarihinden itibaren 20 yıl boyunca buluşun kullanımı, üretilmesi ve satılması ile ilgili haklar sağlar.

Pazarda güçlü yer - Elde edilen bu özel haklarla, başkalarının buluşunuzu ticari anlamda kullanmasını engelleyebilir, rekabet gücünüzü artırarak pazarda ön sıralarda yer alan bir konuma erişebilirsiniz.
Yatırımların kâra dönüşmesi - Gelişmiş ürünler üretmek için ciddi miktarda zaman ve para yatırımı yapılmaktadır. Patent koruması ile sağlanan özel haklar sayesinde, yatırımlarınız için yapılan harcamalarınızı kara dönüştürebilirsiniz.


Buluş için lisans ve devir anlaşması yapabilme fırsatı - Buluşunuzu kendiniz üretmek istemiyorsanız, başka bir firmayla lisans ya da devir anlaşması yaparak gelir elde edebilirsiniz.

Şirketiniz için pozitif imaj - Patent sayınızın çok olması, iş ortaklarınız ve yatırımcılar açısından, firmanızın yüksek seviyede uzmanlığa sahip olduğu ve teknolojik kapasitesinin bir göstergesi olarak algılanacak, ve şirketinizin Pazar değerinin yükselmesini sağlayacaktır.

Şirket Değerinin Yükselmesi; Patent sayınızın çok olması şirketinize değer biçilmesinde de hesaba katılacaktır. Portföyünüzde bulunan bütün patentler şirketinizin değerinin hesaplanması tek tek değerlemesi yapılacak ve şirket aktifinize eklenecektir. Patent Sayınızın  çok olması aynı zamanda marka değerinin yükselmesinde de etkili olacaktır.