24 Ocak 2011 Pazartesi

PATENTE DAYALI EKONOMİK KALKINMA STRATEJİSİ


Ulusal Fikri Mülkiyet Stratejisi; patent, faydalı model ve tasarım  gibi sınai mülkiyet haklarını en üst düzeyde korumak ve teşvik etmekle başlar. Bu hakların korunması ve teşvik edilmesi  ekonomik kalkınmanın en önemli unsurlarından birisidir.

Patent sistemi, fikri mülkiyet sisteminin önemli  parçasıdır.
21.Yüzyılda bilgi ekonomisinin  hızla geliştiği bir dönemde, yenilikleri korumak, patent sistemini teşvik etmek, patentli teknojilerle rekabet etmek, ekonomik ve sosyal gelişmelerin  giderek önem kazandığını göstermektedir. İnternet kullanımının hızla yaygınlaştığı günümüzde , patent artık teknolojik bir istihbarat aracı olarak kullanılmaktadır. Patentin bir rekabet silahı olarak kullanıldığı gerçeği artık herkes tarafından kabul görmektedir.

Kamu kurumlarının ,sanayicilerin ve ticari işletmelerin, teknokentlerin ,  üniversitelerin patentin avantajlarından daha fazla  yararlanmasının temini  için stratejiler geliştirmemiz gerekmektedir.

En öncelikli yapılması gereken patent konusunun ülke gündemine alınmasıdır. Türkiye genelinde  başta Sanayi ve Ticaret Bakanlığı ve Türk Patent Enstitüsü olmak üzere tüm , patent vekilleri, üniversite, teknokent, organize  sanayi siteleri, sanayici ve işadamı dernekleri ve yazılı ve görsel ve internet medyasının da katılımıyla patentin önemine dikkat çekilmeli ve Türkiye Patent Hareketi başlamalıdır.

Organize sanayi siteleri patentin önemine dikkat çeken afişlerle donatılmalıdır. Türk Patent Enstitüsü bilinçlendirme çalışmalarında medyayı gerek doğrudan tanıtıcı reklamlarla gerekse , spot reklamlarla patentin önemine dikkat çekmeli ve bunları gece geç saatlerde değil de en çok izlenen saatlerde yapmalıdır.

Patent vekillerinin reklam ve tanıtım faaliyetleri hükümetçe desteklenmelidir. Patent vekillerinin yapmış olduğu işlemlerde alınan KDV düşürülmelidir.  Patent vekili firmalarda çalışan mühendisler ve teknik personeli de ar-ge personeli kapsamında değerlendirilmeli ve ar-ge destekleri kapsamına alınmalıdır.




Üniversitelerin teknik bölümlerinde patent zorunlu ders olarak okutulmalı, teknik bölümlerden mezun olan mühendisler patent araştırma  ve patent dosyası inceleme yöntemlerini bilerek mezun olmalı, hatta bitirme tezlerini en azından faydalı modele konu bir ürünle yapmaları sağlanmalıdır.

Patent tescil işlemlerine Tubitak tarafından sağlanan teşviklerin kapsamı genişletilmeli ve bu konudaki prosedürler azaltılmalı hatta patent başvurusu yapıldığı anda ödenmelidir.

Hatta Çin’de yapıldığı  gibi patent ve faydalı model başvurusu yapanlar devlet tarafından para verilerek ödüllendirilmelidir. Bu uygulama en az 5 yıl devam etmelidir. 5 yıl sonunda görülecektir ki patent ve faydalı model sayısında gözle görülür artışlar meydana gelecektir. Patent sayısındaki artış da sonuçta istihdam da artışa yol açacaktır. Patent sayısındaki artış aynı zamanda katma değerli ürünlerin sayısında da artışı tetikleyecektir. Patent sayısı arttıkça ülkemizin  ihracatı da artacaktır. Bütün bunlar aynı zamanda yatırımların da armasına vesile olacaktır. Dolayısıyla devletimizin aldığı vergi miktarı da artacak ve ülkemiz daha da zenginleşecektir.

Bütün bunların olması için sanayimizin patent konusunda çok agresif davranması gerekmektedir. Yıllık patent hedefi belirleyip, patenti bir rekabet unsuru olarak kullanmaları gerekmektedir.
Sanayicilerimiz patent konusunu ajandalarının en önemli maddeleri arasına almalı ve firmalarında patent kültürü oluşturmalıdır. Yabancı ülkelerdeki patentleri inceleyerek , yeni teknoloji trendlerini takip etmelidir.

Son söz;
Bir buluş yap ülken kazansın!
Bir buluş yap firman kazansın!
Bir buluş yap sen de kazan!

10 yıl sonra patentte Dünyanın ilk 10 ülkesi arasına girmiş bir Türkiye dileklerimle, bütün okuyuculara saygılar sunarım.


Av. Ali ÇAVUŞOĞLU
Marka ve Patent Vekili






0 Yorum:

Yorum Gönder

Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]

<< Ana Sayfa