13 Aralık 2010 Pazartesi

TEKNOLOJİK YENİLİKTE BİR TÜRKİYE RÜYASI:10 YILDA 1 MİLYON PATENT!

TEKNOLOJİK YENİLİKTE BİR TÜRKİYE RÜYASI:10 YILDA 1 MİLYON PATENT!

Yıllardan beri firmalara patentin önemini anlatıyorum. Bazen yazılarla, bazen seminerlerle,bazen de firmalara katılarak patentin firmalar için ne kadar önemli bir rekabet unsuru olduğunu çeşitli örneklerle anlatıyoruz.Bu arada ülkemizdeki patent sayısının diğer ülkelere oranla az olduğunu çok geride kaldığımız anlıyorum.

Yine bir gün patentle ilgili yazılan bir yabancı eserde Amerikalıların 1.000.000 uncu patente 1911 yılında ulaştıklarını 2008 yılı itibariyle 8.000.000 adede ulaştıklarını ve 2010 hedeflerini ise 12.000.000 adet olduğunu görünce beynimden vurulmuşa döndüm.

Bu rakamları görünce araştırmaya başladım.Amerika’nın 1 numaralı patentine ulaştım.Sonra 1.000.000 patenti sonra 2.000.000…… 3.000.000 derken 8.000.000 patentinin ne zaman verildiğini tek tek araştırdım ve not ettim.Tabi bu rakamları gördükçe, Amerikalıların 2. Dünya savaşı sürerken bile yüz binlerce patent aldıklarını, patent sayıları arttıkça da zenginleştiklerini ve dünyanın ekonomisini ve dolayısıyla dünyayı yönetir hale geldiğini gördükçe imrendim.

Sonra düşündüm Amerika artık bu kadar zengin bir ülke tabi ki bizden milyonlarca fazla patent alacaklar dedim.Bizde bir zamanlar 50 yıl önce Kuzey Kore  işgal edilmiş ve biz Türkler tarafından yardımlarına koşulmuş olan ve son 50 yılda yeniden inşa edilen Güney Kore’nin patent sayıları bizden ne kadar fazla acaba onlarda Amerika gibi 1.000.000 patenti geçen ülkeler arasına girmiş mi deyip araştırmaya başladım.Güney Kore’nin son 70 yıllık patent istatistiklerine ulaştım ve incelemeye başladım.Birde baktım ki Güney Koreliler de 70 sene önce yılda 1000 civarında patent alıyormuş ve 1990’ lı yıllara kadar emekliye emekliye gelmişler. 1990 bile 9000 Kadarmış.Ancak 1990 dan sonra patent sayıları ilk önce 10.000 adedi geçmiş,sonra 20.000 adedi sonra 50.000 adedi ve birkaç yıl içinde de 100.000 adedi geçmişler.2009 yılında ise yerli yabancı patent işlemleri 1 yılda 200.000 adedi geçmiş. Yerli patent sayıları ise 150.000 adete yaklaşmış. Sonra bizim patent kanunumuz 1879 yılında çıktıktan sonra 2009 dahil patent sayımızın toplamda (121 yılda) Güney Kore’nin 2009 yılında yaptığından daha a olduğunu görünce göz yaşlarıma hakim olamadım.Biz bunu hak etmiyorduk.Biz ki yıllarca Dünyanın %40 ına hakim bir ülken doğmuş bir ülkeyiz.Biz ki İstanbul’u fethederken o zamana kadar hiç yapılmamış Topları icat eden Fatihin torunlarıyız.

Yine baktığım istatistiklere göre 2009 yılı itibariyle Amerika’dan 158 yıl, Güney Kore’den 80 yıl geride olduğumuzu gördüm ve bir karar aldım.Biz yıllarca bu şekilde gidemeyiz.Sanayimizin gelişmesi için patent sayısının arttırılması lazım.Patent sayısı ise birkaç firmanın yılda onlarca patent almasıyla değil üretim yapan bütün firmaların mutlaka yeni buluşlar,yeni geliştirmeler yaparak ve yılda en az 5 adet patent alarak patent sayısının bir anda on binleri geçeceğini düşündüm.

Yine yaptığım araştırmada ülkemizde bulunan 140’ı aşkın üniversitenin bulduğu toplam patent sayısının 50 yi geçmediğini üniversite başına düşen patent sayısının 1 adedinin altında olduğunu görünce , ülkemizde bulunan üniversitelerimizin patent ile ilgili bilimsel araştırmalar konusunda ne kadar geri kaldıklarını gördüm ve düşündükçe üzüldüm. Halbuki 150’yi aşan üniversitemizde bulunan 1000’e yakın teknik fakülte, yüksek okul ve bu üniversitelerde görev yapan on binlerce Prof. , Doç. Öğretim görevlisi bulunmakta ve yüz binlerce teknik eğitim gören üniversite öğrencisi bulunmaktadır. Sadece Akademisyenler ömürlerinde 1 patent alsa bile Türkiye’nin patent sayısı ne kadar artmış olacaktı. Üniversitelerimizdeki potansiyeli dikkate aldığımızda sadece üniversitelerimizde öğretim üyelerinin bireysel aldıkları dahil 1 yılda 10.000 patentten fazla patent almak mümkün.Yeter ki bu hedef konulsun ve bu hedef doğrultusunda eğitim yapılsın ve destekler verilsin.

Ayrıca üniversitelerimizde verilen teknik bölümdeki yüksek lisans , doktora , doçent , profesörlük  tezlerini eğer layikı ile   veriliyorsa bunların hepsinin aslında birer patent veya faydalı model konusu olduğunu göz ardı etmemek gerektiğini düşündüm ve üniversiteler için düşündüğüm 10.000 patentinin ne kadar az olduğunu görünce de hevesim arttı. Son 15 yıldan beri patent konusunda danışmanlık yapan birisi olarak en çok düşündüğüm konulardan birisi ülkemizdeki  buluş sayısını nasıl artırabileceği dolayısıyla patent ve faydalı model sayısının nasıl arttırılacağı konusunda fikirler vermek, makaleler yazmak. 2009 yılı sonlarında yazmaya çalıştığım ve nihayet 2010 yılı nisan ayında yayınladığım “Kar getiren patent sistemleri / Patentle Kazanmak” isimli kitabımı da ülkemizin 1.000.000 patente ulaşmasında katkısı olacağı inancıyla yazdım.

Kitabım 2010 yılı içerisinde 2 baskı yaptı ve Türkiye’nin sanayicilerine dağıtıldı. İnternet ortamında yüz binlerce kişi tarafından indirilerek okundu. Halen günde binlerce kişi tarafından çeşitli internet siteleri tarafından verilen linklerden ve  http://www.adrespatent.com/patentlekazanmak.pdf adresinden indirilip okunmaya devam ediliyor. Bu şekilde patent bilincinin artırılmasına  katkım olduysa mutluluk duyarım.

Benim önümüzdeki 10 yıllık süreç için kendime verdiğim görev ; ülkemizin bir an önce toplamda 1.000.000 patente ulaşması konusunda çalışmalar yaparak bu hedef uğrunda sürekli yeni projeler geliştirerek  sanayicilerin, STK ların, teknokent ve teknoparklar, üniversiteler ve hatta teknik liselerin ve hatta  ilköğretimde okutulan teknoloji-tasarım dersinden de ilham alarak BULUŞÇULUĞU TÜRKİYE HALKINA yaymaktır.Bu amaçla Genel Müdürlük görevini yürüttüğüm ADRES PATENT’ te 2008 yılı başında  PATENT FABRİKASI isminde bir proje geliştirdik. Bu projeyle hedefimiz ülkemizdeki her üretim tesisini bir buluş fabrikasına dönüştürmeyi düşündük. Ve projenin başladığı 2008 yılından bu yana düzenlediğimiz 50’yi aşan seminerde 2000 ‘nin üzerinde firmaya eğitim verdik. Ve halen eğitimlere devam ediyoruz.

Bu arada ülkemizdeki patent sayılarının artırılması için ülke çapında bütün sanayicileri ve buluş yapma potansiyeli bulunan kişilerdeki patent yapma güdüsünü tetikleyecek bir toplumsal bilinçlendirme hareketini 2009 yılı sonlarında TÜRKİYE PATENT HAREKETİ isimli bir projeyi başlattık. 1 yıllık sürede İstanbul’un bütün sanayi bölgelerini ve buluş yapma potansiyeli olan ticaretin yoğun olduğu bölgelerde  patent bilincini geliştirmeye yönelik hazırladığımız , patenti özendirici katalogları ve patent stratejisi CD sinden on binlerce dağıtarak bu firmaların da kendilerine yıllık patent hedefleri koyması gerektiğini, Türkiye patent hareketine katılarak ulusal ve uluslar arası rekabette rakiplerine fark atacaklarını, hem firmalarının daha fazla kazanç sağlayacağını ve dolayısıyla  da  ülkemizin zenginleşmesinde katkıda bulunacaklarını anlattık.






Bu üç yıllık çalışma neticesinde aklımızda olan konu ülkemizin 1.000.000 patente ne zaman ulaşacağıdır. Peki biz bu sayıya ulaşabilir miyiz ? Yoksa 1.000.000 patente ulaşmak hayal mi? Bizim için bir kızıl elma mı? Yıllardan beri patent danışmanlığı yapan ve dünyadaki onlarca ülkenin yıl yıl patent sayılarındaki artışı incelemiş birisi olarak 1.000.000 patent sayısının hayal olmadığını ,  ülke olarak bu sayıya  10 yıl içerisinde ulaşacak kapasitemiz bulunduğunu söyleyebilirim. Şimdi bu sayıya 10 yıl içerinde nasıl ulaşacağımızı, bu hedefe ulaşma konusunda kişilere ve kurumlara düşen görevlerin neler olduğunu  , ne tür çalışmalar yapmamız gerektiğini açıklamaya çalışacağım. Ancak burada en önemli konu koyulan bu 10 yıllık hedefe inanmamız ve bu inanç uğrunda hedefe ulaşmak için bıkmadan-usanmadan çalışmaktır.

1.000.000 PATENT HEDEFİNE ULAŞIRKEN KİMLERE NE GÖREV DÜŞÜYOR ? VE BU SAYIYA NASIL ULAŞACAĞIZ ?



1-Öncelikle ülkemizde bulunan ve FABRİKA DÜZEYİNDE üretim yapan sanayi tesislerimizdeki ar-ge departmanlarının ve bu fabrikalarda çalışan bütün mühendislerin özelliklede üretimde çalışan işçi ve ustalara patent bilinci aşılanmalı, özellikle ar-de çalışan mühendislere yıllık patent hedefi konmalı ve yine her firmanın yıllık patent hedefi olmalıdır. Yine bu fabrikalarımız  , bütün ar-ge personeli ve diğer personelini yenilik üretmeye teşvik etmeli, buluşçuluğa özendirmeli ve önerileri ödüller vererek teşvik etmelidir. Fabrika düzeyinde üretim yapan bir  firmanın yıllık belirleyeceği patent ve faydalı model hedefi en az  15 adet olmalıdır.

Şöyle düşünelim Ülkemizde bulunan on binlerce  fabrikadan sadece 1000 tanesi bile yılda en az 15 patent hedefine ulaştığında 15.000 adet patent yapılmış olur. Yılda 15 adet patent bu büyüklükteki firmalar için çok büyük bir hedef değildir. Fabrika düzeyindeki en büyük  1000 adet firma yılda 15 patent hedefini aşarken , fabrika düzeyinde olup ta 15 adede ulaşamayan binlerce fabrikadan da ortalama en az 5 adet patent yapabileceklerini düşünüyorum. Bu durumda ülkemizde bulunan on binlerce fabrika düzeyinde firmalardan 1 yılda 50.000 adet patent çıkmış olacaktır. Bu sayı her geçen yıl artarak devam edecektir. 10 yıl boyunca hiç artmamış olsa bile (artmaması imkansız)  Fabrika düzeyindeki firmalardan 10 yılda 500.000 adet patent çıkmış olacaktır.


2-Henüz fabrika düzeyine gelmemiş ancak özellikle de teknik fonksiyonu olan bir ürün üreten on binlerce küçük sanayicimiz de yılda en az 5 adet patent veya faydalı model hedefi koymalı ve bu hedefe ulaşmaya çalışmalıdırlar. Fabrika düzeyine gelmemiş küçük sanayi firmalarında yılda en az ortalama 2 adet patent veya faydalı model yapmak şartıyla  bu tarz sanayicilerimizden de yılda en az 25.000 adet patent çıkmaması için bir sebep bulunmamaktadır.Bu tarz küçük sanayi firmalarından 10 yıl boyunca patent-faydalı model sayılarından hiç artış olmasa bile (artmaması imkansız) 10 yılda 250.000 adet patent-faydalı model çıkmış olacaktır.



3-Teknokent-Teknopark, Ar-ge Merkezi ve Teknoloji geliştirme bölgelerinde faaliyet gösteren asıl işleri zaten herhangi bir konuda yenilik yapmak olan firmaların her birinin bir yılda en az 10 patent hedeflemeleri gerektiğini düşünüyorum.Buralarda faaliyet gösterip de bir yılda 100’den fazla patent hedefleyen firmaların sayısının da önümüzdeki birkaç yıl içinde 250 adeti geçeceği kanaatindeyim. Buralarda faaliyet gösteren firmaların sayısı 1500 adeti geçmiş, buralarda çalışan ar-ge mühendisinin sayısı ise 15.000 kişiye ulaşmıştır. Bu bölgelerde faaliyet gösteren firma sayısının 10 yıl içerisinde 10.000 adeti geçeceğini ve yine buralarda çalışan ar-ge personelinin sayısının 10 yıl içerisinde 100.000 kişiyi geçeceğini tahmin etmekteyim. Bu durumda bu bölgelerde çıkan patent sayısının 10 yıl içerisinde toplamda 250.000 adeti geçeceğini tahmin ediyorum. Bu tarz teknoloji geliştirme bölgelerinde alınan patentlerin önümüzdeki 10 yıl içerisinde Türkiye sanayisine ve dolayısıyla Türkiye ekonomisine yön vereceği inancındayım.

4-Ülkemizde bulunan 150‘yi aşkın üniversitede 1000’den fazla teknik konularda eğitim veren fakülte ve yüksek okul bulunmakta ve bu okullarda eğitim veren on binlerce akademisyen, yine bu okullarda araştırmacı sıfatıyla görev yapmakta olan on binlerce araştırma görevlisi ve bu okullarda eğitim göre yüz binlerce üniversite öğrencisi bulunmaktadır. Üniversitelerimizin özellikle teknik bölümlerinde patentin zorunlu bir ders olarak okutulması gerektiği kanaatindeyim. Üniversitelerimizde patente gereken önem verilirse ; özelliklede okul bitirme tezleri, yüksek lisans tezleri, doktora,doçentlik ve profesörlük tezleri yenilik odaklı olursa ve bu tezlerin konularına da patent alınırsa, en kısa zamanda üniversitelerimiz , akademisyenlerimiz, hatta öğrencilerimiz tarafından binlerce patent başvurusu yapılacak ve bu patentlerin üniversite sanayi işbirliği yoluyla üretime geçirilmesi sonucunda hem üniversitelerimiz kaynak bulmuş olacaklar, hem de akademisyenlerimiz yaptıkları araştırmaların ve geliştirdikleri yeni fikirlerin kazanca dönüştüğünü gördükçe araştırmaya daha çok önem vereceklerdir. Kanaatime göre önümüzdeki 10 yılda üniversite kaynaklı (üniversiteler adına ve öğretim görevliler adına) patent başvuru sayısının 50.000 adedi geçeceği düşüncesindeyim.

Görüldüğü gibi sadece patent üretebilecek düzeydeki 4 merkezden 10 yılda 1.050.000 adet patent-faydalı model çıkabileceğini çok rahat söyleyebilirim. Bu dört merkez haricinde , ülkemizde bulunan yüzlerce teknik lisede görev yapan on binlerce teknik konularda görev yapan öğretmenimizin de buluş yapma potansiyellerinin bulunduğunu ve yine bu tecrübelerini on binlerce öğrencileriyle paylaştığında bu okullarda teknik öğrenim gören on binlerce gencimizin ileride birer buluşçu olarak hizmet vereceğini göz ardı etmemek gerekir.

Yine ülkemizde bulunan ancak herhangi bir firmada ar-ge görevlisi olmayıp ,şahsi olarak icatlar yapmaya çalışan binlerce mucidimiz bulunmaktadır. Bu mucitlerimiz de gerekli desteği sanayicilerimizden görürlerse buluş sayılarının artmasına katkıda bulunmuş olacaklardır. Bireysel mucitlere düşen görev, devlet bize destek olmuyor, sanayiciler bize destek olmuyor şeklinde yakınmalar yerine kendilerine destek olacak doğru karar vericileri bulmaya yönelik çaba göstermeleri olacaktır.

Önümüzdeki 10 yıl içerisinde Türkiye’deki patent-faydalı model sayısının 1.000.000 adedi aşacağını destekleyen ve bu kapasitenin ülkemizde var olduğunu gösteren bazı bilgileri de paylaşmak istiyorum.

Ülkemizde Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği verilerine göre yaklaşık 1.200.000 adet ticari firma bulunmaktadır. Sanayi Bakanlığının verilerine göre ülkemizde 85.000 adetin üzerinde sanayi işletmesi bulunmaktadır. Yine ülkemizde çeşitli mühendislik dallarından mezun olmuş 700.000’den fazla mühendisimiz bulunmaktadır.Ayrıca 2023 yılı Türkiye ihracatının 500 milyar dolar olması hedeflenmektedir. Bu bilgiler ışığında önümüzdeki 10 yılda ülkemizdeki toplam patent-faydalı model sayısının 1.000.000 adedi geçeceğini tahmin etmek zor değil. Bu hedefin gerçekleşmesi durumunda ülkemizde katma değerli ürünler artmış olacak ve dolayısıyla dünyaya katma değerli ürünler satarken , ihracata katkıda bulunmuş olunacak ve dolayısıyla da  her yeni bir patent yeni istihdam imkanları oluşturacaktır. Bu hedefe inanan her okuyucunun ülkemizdeki patent sayısının artmasına katkıda bulunmak için en azından 1 adet buluş yapmayı hedeflemesi ve aynı zamanda da buluş yapma potansiyeli bulunan kişileri teşvik etmesi geleceğimiz açısından çok önemlidir.

Aynı zamanda bu yazımızı okuyan her okuyucunun bu hedefe katkıda bulunmak için bu yazımızı yakın çevresinin de okumasını sağlamalı, mail listesindeki kişilere bu yazıyı göndererek , patent bilincinin artmasına katkıda bulunmuş olacaktır. Burada yazılan hedeflere ulaşacağımıza inanmayan okuyucunun ise, neden ulaşamayacağımıza ilişkin görüşlerini birkaç satırda olsa ali.cavusoglu@adrespatent.com mail adresime göndermesini özellikle rica ederim.

Son söz;

Bir buluş yap ülken kazansın!

Bir buluş yap firman kazansın!

Bir buluş yap sen de kazan !

10 yıl sonra Patentte Dünyanın ilk 10 ülkesi arasına girmiş bir Türkiye dileklerimle, bütün okuyuculara saygılar sunarım.


Saygılarımla,

Av. Ali ÇAVUŞOĞLU
Marka ve Patent Vekili





Tel : 0212 347 89 89

0 Yorum:

Yorum Gönder

Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]

<< Ana Sayfa